BAĞIMSIZLIĞININ 25. YILINDA ÖZBEKİSTAN

 

 

            Bu yazıyı hazırlarken Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un hasta olduğu ardından da vefat haberi geldi, Allah taksiratını affetsin.

Özbekistan, Sovyetler Birliğinin kendini feshetme kararı verdiği süreçte, 1 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etti. Özbekistan’ın bağımsızlığının 25. Yılı kutlu olsun. Özbekistan bu 25 yıl içinde nereden nereye geldi?

Tabii bu güzel ülkenin tecrübesi bu 25 yıldan, hatta ondan önceki 75 yıllık Sovyet döneminden ibaret değildir. Özbekistan, Türkistan coğrafyasının tarihi ve kültürel hafızasıdır; bundan dolayı da aynı süreçte bağımsızlığını ilan eden diğer kardeş cumhuriyetlerin merkezi konumundadır. Buhara, Semerkant ve Taşkent gibi şehirler binlerce yıl büyük küçük birçok devlete başkentlik yapmıştır. İlk Türk devleti kabul edilen Hunlar, bugünkü Özbekistan topraklarına da hâkimdi. Daha sonraki Türk devletleri zamanında da bugünkü Özbekistan toprakları genellikle bu devletlerin elinde oldu. Türkler dışında III. – VII. Asırlarda Sasaniler, IX. – X. Asırlarda Samaniler, İran’dan gelerek Semerkant ve Buhara’ya, Zerefşan vadisine ve Maverâünnehir’e hâkim oldular. Samaniler, bazı Tâcik bilim adamları tarafından, Tâciklerin atası kabul edilir.


Timur döneminde son şeklini alan devlet yapısı, Özbekistan’da sonraki yüzyıllarda, Hanlıklar döneminde de devam etmiş ve bugüne gelmiştir. Kısa süren Çarlık Rusya’sından sonra Bolşevik dönemde üniter bir ulus devlet formasına doğru evirilen devlet yapısı, bağımsızlıktan sonra bütün bu tarihi kaynakların etkisinde ve modern dünyadan yararlı görülen unsurların eklenmesiyle gelişmesini sürdürmektedir.

 

ÜLKENİN GELİŞME GÖSTERGELERİ

Bu 25 yıl içinde uluslararası İnsan hakları normlarına uygun birçok mevzuat geliştirildi. Meselâ 2008 yılında idam cezası kaldırıldı. Yine bu cümleden olmak üzere Kadın ve Çocuk haklarını geliştirmek üzere hukuk ve yargı reformları yapıldı, bu reformlar AB ve BM gözetimine açıldı.

Demokrasi yolunda da emin adımlarla ilerleyen ülkede iki kanatlı meclis vardır. 1992’de kabul edilen Özbekistan Anayasası’na göre, Özbekistan Cumhuriyeti laik, demokratik bir yönetim sistemine sahip olup anayasal düzeni, hukukun üstünlüğü ile din, vicdan ve ifade özgürlüğüne dayanmaktadır.

Özbekistan, İpek Yolu üzerinde olması ve Avrasya ile Orta Asya’nın kalbinde yer almasından dolayı, tarihi çok eskilere kadar uzanan bir ülkedir. Çarlık rejiminin sömürgesi olmadan önce bölgede farklı Hanlıkların olduğu bilinmektedir (Allworth, 1990). Ardından yarım yüzyıldan fazla süren Sovyet hâkimiyeti dönemi Özbekistan bir anlamda modern idari teşkilatının ve ulus kimliğinin temellerini atmıştır.

1960'ların sonlarından itibaren Sovyet merkezi yönetiminin, yani Moskova’nın kontrolü Özbekistan'da tüm diğer özerk cumhuriyetlerde olduğu gibi zayıflamıştır. 1980’lerin sonuna gelindiğinde Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle beraber o dönem Özbekistan Komünist Parti 1. Sekreteri İslam Abduganiyeviç Karimov Aralık 1991’de ülkenin cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.

Özbekistan Cumhuriyeti, başkanlık sistemiyle yönetilmektedir. Yürütme erkinin başı cumhurbaşkanıdır. Yasama organı 2004 yılına kadar tek bir meclisten oluşan Oliy Majlis (Âli Meclis: Yüce Meclis) iken; bu tarihten sonra iki meclisli bir sisteme kavuşmuştur. Oliy Majlis’in ilk kanadı olan Qonunchilik Palatasi (Halk Temsilciler Meclisi)’nin üyeleri Özbekistan’ın 12 vilayeti, Taşkent şehri ve Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’ni temsil etmek üzere seçimle gelen 120 milletvekilinden oluşmaktadır. 2008 yılında yapılan bir değişiklikle bu kanattaki üye sayısı 150’ye çıkarıldı. Bunun 15 tanesi Özbekistan Ekoloji Hareketi üyelerinden seçilecek, geri kalan 135’i ise vilayetlerden seçimle gelecek. 2004 yılındaki Anayasa değişikliği ile oluşturulan Oliy Majlis’in ikinci kanadı Senato’da ise 100 üyenin 16’sı doğrudan devlet başkanı tarafından atanırken, 6’şar üye ikincil derecedeki yargı organlarınca (12 vilayet, Taşkent ve Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti) seçilmektedir. 5 yıllığına seçilen temsilcilerden oluşan Temsilciler Meclisi’nin başkanı ise Meclis içerisinden gizli oyla belirlenmektedir. Olağanüstü haller dışında her üç ayda bir toplanan Temsilciler Meclisi yasa tasarılarını görüşür ve karara bağlar (The Governmental Portal of the Republic of Uzbekistan, 2013)

Yasal olarak birçok yetkiyi bünyesinde barındıran devlet başkanı, yakın zamana kadar Bakanlar Kurulu’nun da başkanı idi; ancak bu 2011’den sonra değişti. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun üyeleri meclis dışından devlet başkanı tarafından atanır (Pashkun, 2003: 5). Bakanlar Kurulu’nda Başbakan, 7 Başbakan yardımcısı, 10 Bakan ve 6 Devlet Komitesi Başkanı olmak üzere 24 kişi vardır.  Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu üyelerini belirlemek dışında, Senato’nun 16 üyesini ve bölge yönetimlerinin başını (Viloyat Hokimlari) atamaktadır. Yine Anayasada yapılan son değişiklikte Başbakanın seçiminde Meclisin ve Siyasi Partilerin rolü artırıldı (Özbekistan Cihan Haber Ajansı). Ayrıca tüm yargı organlarında görev alacakları da devlet başkanı belirlemektedir. Cumhurbaşkanı, aynı zamanda ulusal güvenlik hizmetinin de başıdır. Ayrıca cumhurbaşkanının 5 yıllık görev süresi 2002 yılında referandum ile 7 yıla çıkartılmıştır (Library of Congress, 2007).  Özbekistan Cihan Haber Ajansının verdiği bilgilere göre, son anayasa değişikliği ile bu süre tekrar 5 yıla indirilmiştir.

Özbekistan’da 1994, 1999, 2004 ve 2009’da gerçekleştirilen Oli Majlis seçimlerinde birbirlerinden farklı birçok siyasal parti aday göstermiştir. Bu partilerin bir kısmı günümüze kadar aktif olarak Özbekistan siyasal hayatında var olmaya devam ederken bir kısmı da kapanmıştır. Örneğin, Özbekistan için İslami bir devlet tarzı öneren İslami Rönesans Partisi bağımsızlığın hemen ardından kapatılmıştır ve liderleri hakkında kısa sürede Özbek hükümeti tarafından tutuklama kararı alınmıştır (Hanks, 2007: 212).

Özbekistan’ın yargı sisteminde en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri 5 yıllığına atanmaktadır. Ülkedeki yargı kuruluşları, “Yargı Kuruluşları Hakkında Kanun” uyarınca örgütlenmiştir. Yargı organlarının isimleri şunlardır: Anayasa Mahkemesi, Olî (Olî, Türkçede Âlî, Yüce)Mahkeme, Olî Ekonomik Mahkeme, Karakalpakistan Cumhuriyeti Medenî ve Ceza Mahkemeleri, Vilayetler ve Taşkent Şehir Medenî ve Ceza Mahkemeleri, İlçe ve Şehir Medeni Mahkemeleri, İlçe Ceza Mahkemeleri, Karakalpakistan Ekonomik Mahkemesi, Vilayet ve Taşkent Şehir Ekonomik Mahkemeleri, Askeri Mahkemeler.

Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti ile 12 vilayet, 123 şehir ve 156 ilçe (tuman) yönetiminden oluşan Özbekistan idari yapısında, şehir yönetimleri içinde Taşkent Şehri ayrıcalıklı bir konumdadır (Pashkun, 2003: 13). Vilayet, şehir ve tumanların yönetim birimlerine “Hokimiyat (Türkçede Hakimiyet)” adı verilmektedir. Her üç kademenin yönetim organları “hokim” denilen başkanlar ile “Halk Meclisleri”nden oluşmaktadır. Vilayet hokimleri, Cumhurbaşkanı tarafından atanır, Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınır ve bu atama, ilgili vilayetin Halk Meclisi tarafından onaylanır. Şehir ve tuman hokimleri ise, vilayet hokimi tarafından atanır ve bu atamalar da ilgili meclisler tarafından onaylanır. Halk Meclisleri[2] ise ilgili yönetim biriminin sınırları dâhilinde yaşayan seçmenler tarafından doğrudan seçimle oluşturulur. Bu yerel yönetimler de tıpkı Oliy Majlis gibi beş yıl için görev yaparlar (Epstein, 2004: 34; Husanov, 1996; Bektemirov & Rahimov, 2001). Merkezi bakanlıkların taşra teşkilatları bu yapı içerisinde hem bağlı bulundukları bakanlıklar doğrultusunda Bakanlar Kurulu’na sorumlu olurken hem de şehirlerindeki hokimiyatlere karşı da sorumludurlar (Earle, 2006: 54).

 

DIŞ POLİTİKA

Bu, tarihten gelen devlet anlayışı ile Özbekistan, bölgede birlik arayışlarında da Kazakistan’la birlikte başat rol oynamaktadır. Orta Asya Ekonomik İşbirliği Örgütü, Aral’ı Kurtarma Fonu, Semipalatinski’nin Nükleer Silahlardan Arındırılması, Orta Asya Elektrik Şebekesi gibi bölgesel kuruluş ve anlaşmaların hepsinde Özbekistan aktif rol üstlenmiştir.

Özbekistan, bütün bu işbirliği arayışlarında, siyasi ve askeri ortaklıkların dışında durmaya özen göstermekte buna karşılık, kültürel ve ekonomik işbirliği yapabileceği her ülkeyle yakın temasta bulunmaktadır. Bu cümleden olmak üzere daha önce üye olduğu GUAM’dan 2005 Mayıs ayında ayrılmış, Rusya’nın öncülüğünde oluşturulan Kolektif Güvenlik İşbirliği Örgütüne katılmamıştır. Kısacası Özbekistan, BDT üyesi olmanın bütün şartlarını yerine getirirken, gerek BDT içinde, gerekse BDT dışında askeri ve siyasi kutuplaşmaların dışında kalmaya özen göstermektedir. Üyesi olduğu Şanghay İşbirliği örgütünü de, bu yaklaşımına uygun şekilde değerlendirmektedir. Bu anlayışla 1996 yılında üye olduğu İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyinin 43. Toplantısı bu yıl Ekim ayı ortalarında Taşkent’te yapılacak.

Türk Dünyası ile ilgili çalışmalara ihtiyatlı yaklaşan Özbekistan, 2008 yılında İstanbul’da hayata geçirilen “Türkçe Konuşan Ülkeler Parlamenterler Topluluğu” ve 2009 yılında Nahçıvan’da hayata geçirilen “Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Daimi Konseyi” gibi oluşumların dışında kalmaktadır. Bunlar, ne askeri ne de siyasi kutuplaşmalar olmadığına göre Özbekistan’ın, kardeşler arasındaki bu tip oluşumlara daha ılımlı bakmasını diliyoruz.

ÖZBEKİSTAN TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Türkiye 16 Aralık 1991’de Özbekistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu. Bağımsızlığın ilk yıllarında bu şekilde gayet güzel başlayan ilişkiler 1994’ten itibaren bozulmaya başladı. Bunda Özbekistan Erk Partisinin Başkanı Muhammed Salih’in Türkiye’de bulunması etkili oldu. Büyük öğrenci projesi kapsamında Özbekistan’dan gelen öğrencilerle Muhammed Salih’in görüştüğü, bu gençleri Özbekistan hükümetine ve İslâm Kerimov’a karşı menfi kanaatlere sevk ettiği iddiasıyla Özbekistan bu öğrencileri geri çekti. Bu ilişkilerin gerilemesinde Tacikistan’da İslamcı terör yüzünden başlayan iç. Savaş ve Afganistan’dan gelen tehdit algılamaları da etkili oldu.

O günden beri de Türkiye ile Özbekistan arasındaki resmi ilişkiler bir türlü istenen düzeye yükselmedi, ama kopmadan inişli çıkışlı bir seyirle günümüze kadar geldi.

Temmuz 2014’te o zaman Dışişleri bakanımız olan Ahmet Davutoğlu’nun Taşkent ziyareti önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Türkiye ile Özbekistan arasında uzun bir aradan sonra ilk defa bu düzeyde bir görüşme gerçekleşti. Taşkent ziyaretinde Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdülaziz Kamilov ve ardından Özbekistan Cumhurbaşkanı İslâm Kerimov ile görüşmesi ilişkilerin iyileşmesi bakımından önem taşıyor.

Türkiye ile ilişkilerin gelişmesi, aradaki soğuklukları giderecek karşılıklı adımların atılmasına, ilişkilerin önündeki engelleri kaldırıp, kişilere endeksli olmaktan çıkarıp “iki kardeş halkın devlet kurumları arasındaki ilişkiler” haline getirilmesine bağlıdır. Davutoğlu’nun ziyareti bu anlamda bir yaklaşımın her ülke idarecilerinde de olduğunu göstermiştir. Çünkü o günden bugüne ilişkiler artmaktadır. Meselâ şu anda Özbekistan’da 500 kadar Türk-Özbek firması vardır. Özbekistan’ın kalkınmasına Türk firmaları daha çok enerji ve tarım alanlarında destek vermektedir. Bunların dışında 80 civarında Türk firması Özbekistan’da, 100 civarında Özbek firması da Türkiye’de faaliyet göstermektedir. İki ülke arasındaki Dış Ticaret hacmi 5,5/7,5 gibi Özbekistan lehine bir orantıyla 1,3 milyar dolara ulaşmıştır.

Türkiye üniversitelerinde okuyan Özbekistanlı öğrenci sayısı, Özbekistan Konsolosluk bilgilerine göre, 250’den fazladır.

Karşılıklı ziyaretler devam etmektedir. Bu yıl Nisan ayında TİKA Başkanı Serdar Çam başkanlığında bir heyet Özbekistan’ı ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında Özbek Kadın İşadamları Derneği “Tadbirkor Ayol” ile birlikte birkaç tane klinik açılmış ve “Soglom Avlod Uchun” isimli uluslararası vakfa on adet seyyar klinik hediye edilmiştir. 1992’den beri Özbekistan’da faaliyetlerini sürdüren TİKA’nın bu ülkede yaptığı faaliyetlerin ve projelerin toplam değeri 2016 yılı itibariyle 25 milyon dolara ulaşmıştır.

Mayıs ayında Türkiye’de toplanan İslâm Ülkeleri Konferansının toplantısına Özbekistan Senato Başkanı katılmıştır. Yine Türkiye’de Temmuz ayında İstanbul’da toplanan UNESCO Dünya Kültürel Mirası Koruma Komitesi toplantılarına Özbekistan’ı temsilen Kültür ve Spor Bakanı Axmedov Baxodir Madjitovich katıldı.

DEĞERLENDİRME VE GELECEK ÖNGÖRÜSÜ

Özbekistan’da iktidar olmak için mücadele eden grupların çözüm aramak zorunda oldukları bir dizi problem var. Bunların bir kısmı komşu ülkelerle ilgili ve Sovyet zamanından kalmadır. Örneğin, Tacikistan ve Kırgızistan ile yaşanmakta olan su sorunu veya Fergana vadisinde yine bu ülkelerle sınırların iç içe geçmiş olmasının (anklav sorunu) yarattığı diğer sorunlar, hala çözüm bekleyen sorunlar arasındadır. Fergana vadisindeki Kırgız-Özbek etnik çatışması bölgede eskilerden kalan bir problemdir ve sadece Özbeklerle Kırgızlara özgü olmayıp daha geneldir. Bu etnik farklılık problemlerini, bu problemlerin sebeplerini ve tahrik edenlerin niyetlerini sağlıklı şekilde analiz etmek gerekmektedir.

Ekonomik kalkınma hamlelerinin istenen seviyeye çıkarılması, halkın refahının artırılması, fert başına milli gelirin yükseltilmesi ve satın alma gücünün artırılması, işsizliğin azaltılması önemli sosyo-ekonomik problemler olarak temayüz ediyor. Pamuk üretimi ve buna bağlı iplik ve tekstil sanayii, ipek böceği yetiştiriciliği ve ipek, karagül kuzu yetiştiriciliği gibi geleneksel tarım ürünleri, yine geleneksel seramik ve çini ustalığı, çok kıymetli madenlerin işlenmesi, Özbekistan’da kalkınma hamleleri için gerekli işgücü, maharet, hammadde ve kapasitenin varlığını göstermektedir. Siyasi irade, bütün bu potansiyeli harekete geçirecek, planlı bir kalkınma modeli öngörecek ve sorunları halledecek çalışmaları koordine edebilmelidir.

Özbekistan İslam terörü probleminin Türkistan Cumhuriyetleri içinde en yüksek seviyede olduğu ülkedir. Bu tehlikeye karşı önlemler alırken, bigünah dindar insanların ibadet özgürlüğüne saygılı bir yönetim anlayışının devamlı uygulanması gerekir.

Özbekistan bölgede jeopolitik ve stratejik konuma sahip bir ülkedir. Özbekistan’ın egemenliğinden ve bağımsızlıktan taviz vermeden geleceğe yürüme dikkati, Rusya’nın rahatsız olmasına yol açıyor. Uluslararası kamuoyunda insan hakları, demokrasi ve ekonomik istikrar ve güven bakımından eleştirilere muhatap olan Kerimov yönetimi, bu eleştirileri önlemeye çalışıyor. Ahmet Davutoğlu’nun Temmuz 2014’te Özbekistan ziyareti bu bakımdan da önem taşıyor. Özbekistan’ın yukarıda değindiğimiz hassasiyetlerini dikkate alarak geliştirilecek diplomatik ilişkiler Türkiye’nin Orta Asya’da etkinliğini artıracağı gibi, Özbekistan’a da bölgede ciddi bir destek anlamını taşıyacaktır (Ekrem, 2014).

Özbekistan Türkistan’ın tarihi ve kültürel merkezidir. Buhara’da Nakşibendi türbesi, Mir Arap Medresesi, İsmail Samani türbesi, Semerkant’ta İmam Buhari, Gur Emir ve daha bir çok yer, baştan ayağa Harezm mutlaka gezilip görülmesi gereken mekanlardır. Bu mekanların 25 yıl içinde onarılıp, turizme tamamen açık hale getirilmesi Özbekistan’ın belirtilmesi gereken bir başarısıdır. Son verilere göre Özbekistan’a yılda 2 milyon turist gelmektedir.

Özbekistan’ın müstakilliğinin 25. Yılını kutluyor, müstakil ve hür Özbekistan’ın, Türkiye’nin ve dostluklarının dünya durdukça var olmasını diliyoruz.

 

KAYNAKÇA

-          Bektemirov, Kuatbay& Eduard Rahimov, “Local Government in Uzbekistan”, Igor Munteanu&           Victor Popa(Ed.), Developing New Rules in the Old Environment (Local Governments in Eastern Europe, in the Caucasus and Central Asia), Vol. 3, Local Government and Public         Service Reform Initiative, Open Society Institute, 2001.

 

-          Ekrem, E., 2014, Türkiye Özbekistan İlişkilerinin Yeni Dönemi, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/turkiye-ozbekistan-iliskilerinin-yeni-donemi

 

-          Karasar H. Ve S. Kuşkumbayev, 2009, Türkistan Bütünleşmesi: Merkezi Asya’da Birlik Arayışları, 1991-2001, Ötüken yayınları, İstanbul

 

-          Abdulkerimov, B., 2014, Özbekistan’da Genel Seçim Sonuçları açıklandı, http://aa.com.tr/tr/dunya/ozbekistanda-genel-secim-sonuclari-aciklandi/90521

 

-          Earle, Fozilhujaev, “Community Development in Kazakhstan, Kyrgyzistan and Uzbekistan”,    INTRAC, Occasional Series Papers, 2006, No: 40.

 

-          http://www.ayu.edu.tr/static/aae_haftalik/aae_bulten_tr_5.pdf

-          Epstein, Winter, “Assessment of Intergovernmental Relations and Local Governance in The Republic  of Uzbekistan”, The Urban Institute, USA, 2004.

 

-          Hanks, Reuel R., “Dynamics of Islam, Identity, and InstitutionalRule in Uzbekistan: Constructing a         Paradigm for Conflict Resolution”, Communist and Post Communist Studies, Vol. 40, No. 2, 2007.

 

-          Хусанов,Озод, Мустақиллик ва Махаллий Ҳокимият, ШаркНашриёт, Тошкент 1996.

 

-          Pashkun, Dimitry, “Structure and Practice of State Administration in Uzbekistan”, Local overnment     and Public Service Reform Initiative, Open Society Institute, 2003.

 

[2]Bu meclislerin en önemli görevleri, atanan hokimleri onaylamak, yerel bütçeyi hazırlamak ve onaylamak, önemli yerel kararları almaktır. Yılda en az iki kere hokimin çağrısıyla toplanan yerel meclislerin sürekli olan alt komiteleri söz konusudur. Bu komiteler çoğu zaman, bütçe, çevre, tarım, endüstri, ulaşım ve sosyal meselelerle ilgilidir (Husanov, 1996, 44; Bektemirov & Rahimov, 2001: 38).

Site düzenlemesi Crystal Studio