B Ö L Ü M Ü Ç
ARAŞTIRMA KONUSUNUN SEÇİMİ VE ARAŞTIRMANIN PLANLANMASI
Bir araştırmanın aşamaları, daha önce, konu seçimi, araştırmanın plânlanması, yürütülmesi (uygulama) ve yazılım olarak belirtildi. Bu bölümde, bir araştırmanın konusunun belirlenmesi, araştırmanın tanımlanması (projelendirilmesi) ve planlanması ayrıntılı biçimde ele alınacaktır.
III.1- Araştırma Konusunun (Problemin) Seçimi
Bir araştırmanın ilk aşaması konu seçmektir. Bilhassa genç araştırıcıların zorlandığı bir iş araştırma konusunun belirlenmesidir. Araştırılacak konu, elbette belirli bir alanda olur. Araştırıcı hangi konuyu araştıracağını, araştıracağı konunun nesini araştıracağını baştan iyi belirlemek durumundadır. Çalışılacak konu, zaman ve para imkânlarına uygun olmalı, ne çok dar kapsamlı, ne de çok geniş kapsamlı olmalıdır. Tabii bunlara karar verebilmek için araştırıcı, üzerinde çalışacağı konuyu iyi bilmelidir.
Araştırıcının araştırma yapacağı konuyu belirlerken, ilgili alanda çalışılmış olan problemleri, çalışılması gereken konuları bilecek kadar bilgi birikimine sahip olması gerekir. İşin daha başındaki araştırıcılar onun için alanlarında çok iyi okumalar yapmak zorundadır. Alanla ilgili kitapları, araştırma ve derleme makalelerini ciddi biçimde taramış olmaları çok önemlidir. Bu okumaları yaparken bir taraftan da alanda uzman olan kişileri bulup onlardan fikir sormalı, görüş ve tavsiyelerini almalıdırlar.
Alanında yetişmiş ve tecrübe kazanmış araştırıcılar bile konu bulmakta zorlanabilirler. Ancak dikkatli gözlemciler, tecessüs sahibi kimseler, başka araştırıcıların gözüne çapmayan veya göremedikleri hususları değerlendirebilirler. Tecrübeli bir araştırıcının merakı, alanında devamlı surette ve dikkatle gözlem yapmasına sebep olur. Ancak Newton gibi bilginler, ağacın altında dinlenme halindeyken bile, düşen bir cisim gördüğü zaman, niçin düştüğünü merak eder ve yerçekimi kanununu bulur. Newton’dan önce ve onun zamanında birçok insan düşen cisim görmüş ama hiçbirisi niçin düştüğünü merak etmemiştir (Düzgüneş ve Pamukçuoğlu, 1966). Bakterilerde genlerin ekspresyonunun yönetimiyle ilgili ilk çalışmaları yaparak 1965 yılında Fizyoloji ve Tıp alanında Nobel ödülü alan Fransız araştırıcılar Jacob, Monod ve Lwoff için de benzer şeyler anlatılır. François Jacob bir Pazar günü çalışmalarına biraz ara verir ve eşini sinemaya götürür. Orada ansızın, “diğer genlerin ekspresyonunu baskılayan böylece galaktoz sentezini durduran veya virus çoğalmasını engelleyen bir enzimin sentezini kontrol eden gen” fikri aklına gelir ve kendi kendine “ben bunu daha önce nasıl düşünemedim diye kızar. Jacob bir sinema salonunda, kendisinin profaj çoğalması ve Monod’nün galaktoz sentezi çalışmalarında engelleyen mekanizmanın aynı olduğunu bulmuştur. Buna şans demek yerine, araştırıcının dinlenme halinde bile araştırma konusuyla zihninin meşgul olduğunu söylemek gerekir (Griffith ve ark 2012). Dolayısıyla birçok buluşun şans eseri olduğuna dair bir kanaat doğru değildir.
Gerçekten bilim dünyasında her an dikkatini problemlere yoğunlaştıran bilgi birikimine sahip insanlar problemleri yakalayabilir ve bu problemlerin çözümüne yönelik araştırmalar yapabilir. Meselâ Fleming’den önce birçok araştırıcı, küflerin baı bakteri kolonilerinin üremesini engellediğini gözlemlemiş ancak bundan yararlanmasını Fleming akıl etmiş; “harika ilaç” denilen penisilin bu sayede bulunmuştur (Düzgüneş ve Pamukçuoğlu, 1966).
Araştırma konusunu belirlerken araştırıcının donanımı yanında alandaki ihtiyaçlar da önemlidir. Araştırıcının sahip olması gereken donanım, eğitim ve okuma programı ile konusunda uzmanlaşma ile elde edilir. Bu donanıma sahip kişiler kendi bilim alanını analiz edebilir ve henüz çalışılmamış veya yeterince çalışılmamış konuları bulabilir. Bu donanıma sahip kişiler yapılmış olan çalışmalardan hangilerini tekrarlamak ve genişletmek gerektiğini görebilir. Kendi yaptığı araştırmalarda ortaya çıkabilecek yeni problemleri yakalayabilmek de elbette bu donanım sahiplerinin becerebileceği bir iştir.
Bitirme (Mezuniyet) Tezi (ödevi), yüksek lisans ve hatta doktora tezi hazırlayanlar, konuyu iyi bilen bir danışmanın nezaretinde çalışırlar. Çünkü araştırmaya yeni başlayanlar konu bulmakta ve konunun kapsamını belirlemekte zorluk çekerler. Danışman öğrencisine kendi alanından bir konu veya bir problem verir. Konuyu alan öğrenci artık o konu veya problem etrafında yoğunlaşmalı, neleri çalışacağını belirgin hale getirmelidir.
Bazı danışmanlar konu seçiminin de eğitim bir parçası, yetişmenin bir merhalesi olduğunu düşünüp öğrenciden konuyu kendisinin bulmasını isteyebilir. Öğrenci bu durumda başka hocalarla, arkadaşlarıyla, alanın uzmanlarıyla sohbet etmekten çekinmemeli, ilgili alanda yazılmış kitap ve makaleleri incelemeli, konuyla ilgili kurumların uygulamada karşılaştıkları problemleri soruşturmalıdır.
Araştırma konusunu belirlerken hangi faktörler etkili olmaktadır? Bunları Düzgüneş ve Pamukçuoğlu (1966), yedi başlık altında topluyor: 1- Uzmanlaşma, 2- Uygulanan Eğitim Programı, 3- Okuma programı, 4- Bilim alanının analizi, 5- Mevcut uygulamalar ve geliştirme ihtiyacı, 6- Yapılmış olan araştırmaları tekrarlama ve genişletme ihtiyacı, 7- Halen yürütülmekte olan araştırmada ortaya çıkan, belirlenen yeni problemler.
Bunların bir kısmı üzerinde zaten durduk. Diğerlerinin önemi hakkında da okuyucuyu düşünmeye davet etmekle yetineyim. Bunlardan okuma programı üzerinde bir nebze duralım. Zamanımızda bilgi kirliliği içinden ayıklamak şartıyla sanal ortamda birçok faydalı bilgiye kolayca erişip bunları dikkatle okumak mümkündür. Okuma hem araştırıcının kendi ufkunu genişletmesi bakımından önemlidir, hem de bir köşede unutulup gidecek bilgileri birileri okuyup güncelleyerek bilim dünyasının dikkatine sunabilir. Meselâ Mendel çalışmalarını “Bitki Hibritlenmesi Üzerine Deneyler” başlıklı makalesinde toplamış ve 1865'te Moravia'da düzenlenen Doğal Tarih Birliği toplantısında sunmuştur.Ancak o tarihlerde revaçta olan karışım teorisine ters olduğu için ve bilim dünyasında kromozomlarla genlerin gametlere ayrılmadaki benzer davranışlar henüz bilinmediği için bu kıymetli çalışma dikkati çekmemiştir. Zamanla kromozomlarla ilgili bilgiler artmış ve 1900 yılında Mendel’in çalışmalarına üç ayrı bilim adamı (Avusturyalı Tschemark, Alman Correns ve Hollandalı de Vries) atıfta bulunarak Mendel’in hak ettiği değeri ona kazandırmışlardır. Mendel’in çalışmalarını bazıları okumasaydı ve onun bulduğu sonuçları başka canlılarda da benzer denemelerle yeniden bulmasalardı Genetik Bilimini gelişmesi o zaman olmayacaktı.
Demek oluyor ki, bilimsel araştırma yapacak insanlar, kendi gözlemlerinden, okuduklarından, yani başka bilim insanlarının yaptığı gözlemlerden ve ortaya koyduğu bilgilerden hareketle özgün olduğuna inandığı bir araştırma konusu bulabilir. Konu belirlenirken, alanında yeterli bilgi birikimine sahip araştırıcı, çalışmayı arzuladığı konu ile ilgili bir beklentiye sahip olmalıdır. Bu beklentisini araştırıcı, araştırma hipotezi olarak somut bir hale getirmelidir. Hipotezin somut olması, araştırma ile sınanabilir olması demektir.
Araştırma konusunun belirli maksatlara ve kıstaslara uygun olması gereklidir. Düzgüneş ve Pamukçuoğlu (1966), bu maksatları şöyle sıralamaktadır: 1- Araştırma konusu bir yenilik getirmeli ve lüzumsuz tekrarlara yol açmamalıdır. 2- İlgili bilim alanı için önemli olmalı ve bir soruya cevap vermelidir. 3- İlgi çekici, merak uyandırıcı olmalıdır. 4- Araştırıcının eğitimine ve problem çözme yeteneğine uygun bir konu olmalıdır. 5- Konuyu çalışmak için materyal ve metot mevcut olmalıdır. 6- Özel donanım ve çalışma imkânları olmalıdır. 7- Araştırmanın yapıldığı kurum, yardım ve destek vermelidir. 8- Araştırmanın maliyeti ve sonunda elde edilecek bulguların faydası iyi hesaplanabilmelidir. 9- Araştırma sırasında karşılaşılabilecek risk ve engeller baştan iyi hesaplanmalıdır. 10- Zaman faktörü dikkate alınmalıdır.
III.2- Araştırmanın Planlanması
Konu seçiminden sonraki aşama, araştırmanın plânlanmasıdır. Bir kere konu belirlendikten sonra, yapılması gereken iş, araştırmanın bir proje halinde plânlanmasıdır. Bir araştırma projesinde, daha işin başında, araştırılacak konunun önemi, araştırmanın amacı ve kapsamı, araştırmada kullanılacak materyal ve o materyali elde etme ve değerlendirme metotları belirtilmeli, araştırmanın süresi ve hangi işe ne kadar para gideceği, araştırmanın hangi aşamasının ne kadar zamanda biteceği plânlanmalıdır.
Tabii, gerek proje hazırlanırken, gerek daha önce konu seçimi esnasında ve gerekse sonraki çalışmalar sırasında araştırıcı, kaynak tarama işini ciddi bir şekilde yapmalıdır, Kaynak taramadan maksat, üzerinde çalışılan konu ile, benzer konularla, konu etrafındaki problemlerle ve kullanılan metotlarla ilgili kitap, araştırma ve derleme makalesi gibi eserlerin incelenmesidir.
Hipotezi bir araştırma ile sınamak için, araştırmanın iyi bir şekilde planlanması, yani tasarlanması gerekir. Bu ise, esas itibarı ile, araştırma sırasında yapılacak işlerin sıralanması, bunların herbiri için gerekecek zamanın ve maliyetin tahmini ve bir yere kaydedilmesi demektir (Düzgüneş ve ark.,1984). Araştırma konusu belirlendikten sonra, bunun esaslı biçimde tarif edilmesi gerekir; yani gayesinin ne olduğu, niçin yapıldığı ve nasıl yapılacağı baştan anlaşılmalıdır. Araştırmada kullanılacak materyalin nasıl temin edileceği ve hangi özelliklere sahip olduğu, bu materyalin ve materyalden verilerin temin edilmesinde ve işlenmesinde ve sonuçların yorumlanmasında hangi metodların kullanılacağı önceden düşünülüp plânlanmalıdır.
Araştırmanın planlanması, tasarı halindeki araştırmayı somut hale getirmek demektir. Planlama yaparken araştırmanızı yapacağınız materyali ve bu materyalde veri elde etmek için uygulanacak yöntemleri belirtmeniz gerekir. Problem, bunlara elverişli değilse, o zaman problemi revize etmek, ana maksadınızı muhafaza etmek şartıyla, soruyu araştırmaya cevaplanabilir hale getirmeniz mümkündür. Yani planlama, problemi çalışılabilir hale getirmeyi de sağlayacak bir aşamadır. hipotezin sınanabilir olmasını gözden geçirmeyi da sağlar. Planlama, araştırma konusunu taşıması gereken özellikler bakımında gözden geçirmek ve gerekiyorsa konuyu sınırlandırmak veya daha belirgin hale getirmek gibi bir yararı da sağlar. Meselâ araştırma için tahsis edilen para ve belirlenen süre, belirlediğiniz konunun tamamını çalışmanıza imkân vermeyebilir, o zaman imkânlarınıza göre konuyu yeniden tanımlayabilirsiniz.
III.2.1- Araştırma Projesi
Araştırma ile ilgili bütün bu önceden yazılı hale getirilmiş tanımlara ve bilgilere Araştırma Projesi denilmektedir.
Görülüyor ki, araştırma projesi aslında çalışmayı düşündüğünüz konuyu ve bunun için yapacağınız araştırmayı ayrıntılı olarak tanımlamak demektir. Araştırma projesi, çeşitli maksatlarla ve çeşitli şekilllerde yapılabilir. Meselâ araştırmayı onaylayacak ve destekleyecek kuruluşa böyle bir proje sunmak gerekir. TBTAK, TIBA, üniversitelerin araştırma fonları, bakanlıklar, çeşitli firmalar çeşitli konularda araştırma sipariş edebilir veya kendilerine sunulan araştırma projelerini kabul edip destekleyebilir.
Bugün artık ülkemizde de gerek kamu alanında gerekse özel kurumlarda AR-GE için ayrılan bütçe her geçen gün artmakta, dolayısıyla kurumların yeni araç gereçler, toplumda belirli konularda temayülleri ve ihtiyaçları belirleme yönünde arayışlar artmaktadır. Dolayısıyla bu gibi kurumlar, yaptırmayı düşündükleri araştırmaların mutlak surette proje haline getirilmesini isterler. Proje kabul edilmesiyle o araştırmanın yaptırılmasına karar verilmiş olur.
Projeyi sunacağınız bir kurum yoksa bile araştırmayı planlayıp sonra bunu yazılı hale getirmek gerekir. Çünkü araştırmanın düzenli olması, belirlenen konuyla ilgili araştırmanın uygulanabilirliğinin daha net olarak görülmesi ancak bu sayede mümkün olur. Onun için araştırma yapacakların proje yapma alışkanlığı kazanmasını arzu ederiz. İşte bu yüzden yüksek lisans öğrencilerine proje ödevi verilmektedir.
Araştırma projelerinde genel olarak aşağıdaki bilgilerin olması gereklidir: Araştırmanın gayesi, faydası, kapsamı ve önemi, materyal ve metod, araştırmanın sürelendirilmesi, araştırmanın para ihtiyacı, terminoloji, araştırmada görev alanların özgeçmişleri.
Araştırma ne tek gayeli olmalı, ne de haddinden çok gayeli olmalıdır. Araştırma işi pahalı bir iş olduğundan bir araştırmayla birden çok gayeye ulaşmak arzu edilir. Ancak gaye sayısını optimal seviyede belirleyebilmek gerekir. Çünkü fazla gayesi olan araştırmalar ya çok süre gerektirir ve/veya çok karmaşık deneyler, gözlemler yapmayı gerektirir. Çok süre araştırma için belirlenen sürenin yetmemesi demektir. Karmaşık deney ve gözlemler ise hata kaynaklarının sayısının artması demektir.
Araştırmanın hedeflediği gayelere ulaşılabilmesi kullanılacak materyal ve metodun iyi seçilmesine bağlıdır.
Projede hangi özellikteki materyal üzerinde çalışılacağı, bu materyalin nasıl bir örnekleme yöntemi ile belirleneceği açıkça yazılmalıdır. Çünkü araştırmanın genellenebilmesini sağlayacak hususlardan birisi de materyalin (ünitelerin) araştırma sonucunun uygulanacağı (ya da genelleneceği) populasyonu iyi temsil etmesidir. Populasyonu temsil etmek üzere, deneme gözlem materyali olarak üzerinde çalıştığımız ünitelere örnek denir. Örneğin populasyonu iyi temsil etmesini sağlamaya yönelik örnekleme metotlarını önümüzdeki derste ele alacağız.
Araştırmada kullanılacak bilinen ve/veya yeni metotların ve bunları kullanma sebeplerini de projede mutlaka açık bir biçimde belirtilmesi gerekir.
III.3- AR-GE İle İlgili Ülkelerarası Karşılaştırmalı bir Durum Özeti
Türkiye’de GSYİH içinde Ar-Ge harcamalarının payı, 2013 yılı itibarıyla, % 0.92’dir. OECD ülkeleri için bu oran % 2,33, AB ülkeleri için % 1,90, Finlandiya için % 3,84, Güney Kore için % 4,03, Japonya için % 3,39, Almanya için %2,88, Çin için %1,84 ve ABD için % 2,79'dur. İfade edilen % 0,92’lik oranın, en kısa zamanda BTYK’nın öngörülerinde 2013 yılı için%2’ye ulaşması gerekmektedir. Yine 2023 için belirlenen %3 hedefine de öngörülenden daha kısa zamanda ulaşılması mümkündür.
Özel sektörün GSYARGEH içindeki payı da 1993’te %20’lerde iken 2003 itibariyle %30’lara çıkarılması öngörülmekteydi. Bu oran 2009 yılı TÜİK rakamlarına göre %40’lara ulaşmıştır.
Kişi başına Ar-Ge harcamaları bakımından da Türkiye 166 dolarla son sıralarda yer almaktadır. Bu rakam meselâ Almanya, ABD, Japonya ve Güney Kore’de 1100 – 1200 dolar arasında değişmektedir.
III.4- Çalışma Soruları
1- Araştırma planlanmasıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a- Verilerin elde edilmesinin kaça mal olacağı önemli değildir.
b- Araştırmanın her aşamasının ne kadar zaman alacağı bilinmelidir.
c- Zaman dikkate alınmamalıdır
d- Kaynak taramasına gerek yoktur
2- Bir araştırıcı, araştırmaya başlamadan önce, araştırmasını plânlar ve bu plâna göre uygular. Bu plân için aşağıdaki isimlerden hangisi uygundur?
a- Deney Düzeni
b- Araştırma Projesi
c- Destek Talep Formu
d- Araştırma Konusu
3- Çalışılacak materyalin ve bu materyalden verilerin nasıl, ne kadar zamanda ve ne kadar masrafla elde edileceğini, araştırmanın çeşitli aşamalarının ne kadar zamanda tamamlanacağını belirleyen çalışmalar, araştırmanın hangi aşamasını oluşturur?
a- araştırmanın plânlanması,
b- konu seçimi,
c- kaynak taraması,
d- laboratuvar analizi.
4- Araştırmanın her aşamasında danışılması gereken uzman kişi hangi meslekten olmalıdır?
a- Tıp Doktoru
b- Türkçe uzmanı
c- İstatistikçi
d- Güzellik Uzmanı
5- Araştırma Projesi hazırlanırken
a- Sunulacak kurumun başında bulunan kişinin özellikleri dikkate alınmalıdır.
b- Araştırma için gerekenden çok para istenmelidir.
c- Araştırmanın amacı, dürüst ve açık olarak yazılmalıdır
d- Mümkün olduğu kadar çok amaç belirtilmelidir.
6- Konu belirlerken aşağıdakilerden hangisine gerek yoktur?
a- Alanla ilgili ders kitaplarını okumak
b- Alanla ilgili uzmanların medeni hallerini bilmek
c- Alanla ilgili uzmanların görüşlerini sormak
d- Alanla ilgili araştırma makalelerini okumak
7- Araştırmanın Planlanması aşağıdaki maksatlardan hangisine yönelik değildir?
a- Tasarı halindeki araştırmayı somut hale getirmek
b- Araştırma konusu olan problemi çalışılır hale getirmek
c- Araştırmanın aşamalarını zamanlamak
d- Deney hatasını sıfırlamak
8- Araştırma materyali için aşağıdaki ifadelerden hangisi/hangileri yanlıştır?
I- Muamele gruplarına rastgele dağıtılmalıdır
II- Deney hatası en az olacak şekilde dağıtılmalıdır
III- Deney Hatası her grupta eşit olacak şekilde dağıtılmalıdır.
IV- Deney hatası sıfır olmalıdır.
a- II-III
b- I-IV
c- III-IV
d- II
9- Araştırma Projelerinde aşağıdakilerden hangisine gerek yoktur?
a- Araştırmanın gayesi
b- Araştırmanın faydası ve kapsamı
c- Kullanılacak yazı kâğıtlarının rengi
d- Zamanlama
10- Araştırma Konusunu seçerken aşağıdakilerin hangilerinden faydalanılmaz?
a- Kendi gözlem ve bilgilerinden
b- Başkalarının gözlem ve bilgilerinden
c- Halen yürütülen araştırmalarda ortaya çıkan problemlerden
d- Araştırma grubundaki insanların yeteneklerınden
14 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi