Nuri GÜRGÜR

9 Şubat 2016, Nuri Gürgür

Türkiye çok yönlü iç ve dış tehditlerin gün geçtikçe ağırlaştığı zor bir dönemden geçiyor. Bir yandan PKK üzerinden yürütülen etnikçi Kürtçülük hareketi, diğer yandan bölgemizdeki gelişmelerden kaynaklanan tehlikeler sorunlarımızı ağırlaştırıyor; Türkiye bekasının, güvenliğinin ve geleceğinin söz konusu olduğu tarihi bir kader kavşağına doğru hızla ilerliyor.

Osmanlı’nın son dönemlerinde dağılmasına yol açan faciaların yaşanmaması için öncelikle sorunların kaynağının, nedenlerinin ve mahiyetinin doğru algılanması, dış faktörlerle birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Bir doktor hastasına doğru teşhis koymuyorsa tedavisini yapamaz. Hem etnikçi-ayrılıkçı PKK terörü karşısında, hem de dış politikada yapılan yanlışlar sorunlarımızı büyüttü; ülkemizin geleceği ve bütünlüğünü tehdit oluşturacak noktaya taşıdı. Dış politikada yahut iç meselelerde sürekli olarak sıkıntılara yol açacak yanlışlar yapılıyorsa sorunların büyümesi kaçınılmaz hale gelir. Karşımızdaki problemlerin nedenlerini evvela kendi yanlışlarımızda aramak yerine, bunları tümüyle dış güçlere, uluslararası komplolara ve düşmanlıklara yıkma kolaycılığından kurtulmalıyız. Siyasi hayatımızda ülkeyi yönetenlerin, iktidarların temel politikalarda yaptıkları yanlışın maliyeti ne kadar yüksek olursa olsun, bunlara ilişkin hukuki bir soruşturma, hesaplaşma, kamuoyu önünde yüzleşme geleneği oluşmuş değil. Her şey sandığa, seçim sonuçlarına bağlı kılındığından gerçekler çoğu kere gün ışığına çıkmıyor. Sorumluların yaptıkları yanlışların bedelini ödeyecekleri bir hesaplaşma yapılmadığından sadece seçim sonuçlarına göre ibra almış oluyorlar.
Devamı için tıklayınız

Site düzenlemesi Crystal Studio