Populasyon Genetiği

GİRİŞ: TANIM VE KAPSAM

 

 

Bu ders notlarının gayesi, bitki ve hayvan ıslahının dayandığı Populasyon Genetiği ve Kantitatif Genetik teorisine ilişkin bilgileri vermektir. Islahta başvurulan çeşitli yollardan, sun’i mutasyon ve bu yolla ploidi ıslahı, doku kültürü, çelik ve aşılama gibi bazılarında, bu kitabın verdiği bilgilere gerek duyulmaz. Ancak bu yollarla elde edilen materyali diğerleriyle karşılaştırırken de bu notlarda sözü edilecek genetik bilgiler bir şekilde gerekecektir.

 

Islah, populasyonun genetik yapısını iyileştirmektir. Bu iyileştirme için başvurduğumuz çeşitli yollar, populasyondaki bireyler arası fenotipik varyasyona dayanır. Meselâ fenotipik olarak daha yüksek değerli bireylerin döllerinin de yüksek değerli olmasını bekler ve seleksiyonla onlara döl verme şansı tanırız. Ancak sonuç, her zaman beklendiği gibi olmayabilir. Fenotipik farklılığın hiç olmazsa bir miktarı, genotipler arası farklılıktan kaynaklanmalıdır ki, bu seleksiyon yöntemi etkili olsun. Eğer populasyonda üzerinde durulan özellik (veya özellikler) bakımında gözlenen fenotipik varyasyonun içinde genotipik varyasyonun payı yoksa genotipik varyasyon meydana getirmeye çalışırız. Bu, populasyon içi varyasyon kadar populasyonlar arası varyasyonu da çalışma konusu yapar. Görülüyor ki, populasyonun üzerinde durulan özellikler bakımından iyileştirilmesi demek, populasyonun genetik yapısını iyileştirmek demektir.

 

Populasyonun genetik yapısı deyince ne anlaşılmalıdır? Bir bireyin genetik yapısı denince, üzerinde durulan özellik ve özellikler bakımından onun genotipi anlaşılır. Oysa populasyonun genetik yapısı denince, üzerinde durulan özellik bakımından mümkün olan genotiplerin ve bunları oluşturan genlerin (gametlerin) nisbi miktarları (frekansları) anlaşılır. Populasyon Genetiği, bu gen ve genotip frekanslarını hesaplar, bu frekansların değişme koşullarını ve o koşullarda değişme miktarlarını inceler.

 

Oysa ıslahın konusu olan özelliklerin çoğu kantitatatif mahiyettedir. Böyle özellikler bakımından bireyler arasındaki farklılıklar tipten ziyade derecededir, bireylerin fenotiplerini, birbirinden bariz olarak farklı sınıflara ayıramayız, en küçükle en büyük arasında sürekli bir seri olarak düşünürüz. Kalitatif bir özellik bakımından ise, bireylerin sahip olabilecekleri fenotipler, birbirinden kesin olarak ayırdedilebilen tipler şeklinde sınıflandırılabilirler. Genel olarak Mendel Genetiği veya Mendelizm denilen ve döllerin fenotipine bakarak ebeveynin genotipini tayin etmeye çalışan genetik analiz metodları, işte bu kolay ayırdedilebilen farklılıklara uygulanır. Populasyon Genetiği, Mendel genetiğindeki açılma oranlarını populasyona teşmil eder.

 

Kantitatif farklılıklar ise, çevre dediğimiz başka sebepler yanında, genel bir kabul olarak söylenebilir ki, büyük etkili bir veya daha fazla ama az sayıda gen yanında, küçük etkili ve birçok lokusa dağılmış birçok gen yüzündendir. Dolayısı ile fenotipik açılmaya bakarak belirli bir lokustaki genotipi belirlemek mümkün değildir; farklı genotiplerdeki bireyler, çevrenin veya genler arası ilişkilerin etkisi ile, aynı fenotipte olabilirler. Gerçi bu durum, kalitatif özelliklerde de söz konusudur. Buna karşılık, kalitatif özelliklerde görülmeyen, kantitatif özelliklere özgü bir durum, aynı genotipteki bireylerin farklı fenotiplerde olabilmesidir. Yani hangi genotiplerin hangi fenotipleri meydana getirdiğini söylemek mümkün değildir.

 

Öte yandan, genlerin ebeveynden döle geçişi ile ilgili klâsik genetik kuralları, bireylerin fenotipleri arasında kantitatif bir karakter bakımından görülen farklılıkların genetik kısmından sorumlu olan genler için de geçerlidir. Ancak, fenotipik açılma oranları hesaplanamadığı için, kantitatif genetik analizlerde, muhtelif fenotiplerdeki bireylerin melezlenmesinden elde edilecek döllerin fenotipleri kullanılamaz. Bu yüzden kantitatif genetikte, çalışma birimi, aynen populasyon genetiğindeki gibi, tek tek bireyler değildir, populasyonun tamamıdır. Dolayısı ile populasyonun genetik yapısını ortaya koyacak kavramlar ve analiz metodları gerekelidir. Diğer taraftan, kantitatif özellikler bakımından fenotipler, sayısal değerler olarak ölçüldüğü için bu yapı istatistik parametrelerle ifade edilmelidir.

 

İstatistik terminolojisi ile söylenecek olursa, kantitatif genetik, populasyonlarda gözlenen sürekli varyasyonu, populasyon genetiği ise kesikli varyasyonu çalışır; daha doğrusu kantitatif dağılım gösteren karakterler bakımından fenotipik varyasyon ve unsurları, kantitatif genetiğin konusudur. Bu karakterlerin fenotipik tezahüründe etkili olduğu varsayılan birçok lokustaki genlerin frekansları, çok değişkenli kesikli dağılımların bir uygulamasıdır. Dolayısı ile populasyon genetiği teorisi, kantitatif karakterleri determine eden gen kombinasyonlarının (gametlerin) ve bunların birleşmesinden ortaya çıkan genotiplerin (zigotların) frekanslarını, bu genlerin birlikte dağılımını dikkate alır, ancak bunların ampirik olarak gözlenmesi mümkün değildir.

 

Ders notu, bu iki disiplin ayırt edilerek tertiplenmiştir. Birinci bölümde, populasyonun genetik yapısı, teorik plânda ve bir, iki, çok lokus bakımından ele alınmıştır. Bu yapının tanımlanmasında kullanılan kavramlar, yapının değişmesine yol açan âmiller ve bunların etkileri bu ilk kitabın konularıdır. Bu haliyle birinci bölüme “Teorik Populasyon Genetiği” adı verilmiştir.

 

İkinci bölümde ise, önce, populasyonun genetik yapısını, kantitatif özellikler bakımından tanımlamaya yarayan istatistik parametreler ele alınmıştır. Kantitatif genetikte bu parametreler, varyans unsurlarının tahminine yönelik bir Deney Plânlama modeli olan rasgele (random) model ile açıklanmaya çalışılır. Genler, kantitatif özellikler üzerine etkisi araştırılan faktörler, genotipler de bu faktörlerin seviye kombinasyonları gibi telâkki edilerek bu parametrelerin genetik anlamları açıklanır. İkinci bölümde de böyle yapılmıştır. Daha sonra bu istatistik parametrelerin tahmin edilme metodları üzerinde durulmuştur. Bu parametre tahminlerine dayanarak uygulanan seleksiyon, melezleme gibi çeşitli ıslah stratejilerinin sonuçları, yine bu parametrelerde meydana getirebilecekleri değişme cinsinden tartışılmıştır.

 

İkinci bölümde ele alınan konular, şimdiye kadar anlaşılmış olacağı gibi, Genetik biliminin “Kantitatif Genetik” denilen alt disiplinini oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi “Kantitatif Genetik”, İstatistik biliminin Deney Plânlama denilen alt disiplininin Genetiğe bir uygulaması olarak nitelenebilir.

Daha en başta ifade ettiğimiz gibi hem populasyon genetiği hem de kantitatif genetik çalışmaları için populasyonda bir genetik varyasyon olması şarttır. Bu genetik varyasyonun kaynağı genlerin moleküler yapısındaki potansiyel çeşitliliktir. Bilindiği gibi genler DNA molekülünün belirli bir kısmındaki nükleotid dizileridir. Her nükleotid pozisyonunda mümkün olan dört nükleotidden birisi yer alabilir. Bu çok zengin bir çeşitlilik kaynağıdır. Meselâ 500 nükleotid dizisinden oluşan bir gen içim mümkün olan allel sayısı 4500=10301 kadardır. İşte bu zengin çeşitlilik üzerinden populasyonlarda genetik varyasyonu, azalma ve çoğalma sebeplerini çalışmak gerekir. Kantitatif karakterler için de aynı şekilde genetik yapının etkisini bütün bir genom üzerinden algılamak ve genomun neresindeki genlerin zerinde durulan özelliği etkilediğini araştırmak üzere moleküler yapıyı değerlendirmek gerekir. Bunları dikkate alarak moleküler populasyon genetiği ve moleküler kantitatif genetik metotlarla ilgili bilgileri havi iki bölüm de kitaba konulmuştur.

Ders notları bu haliyle, bitki ve hayvan ıslahı ile uğraşanlar yanında, populasyon genetiği ve kantitatif genetiğin ilgili olduğu her alanın mensuplarına yararlı olacak şekilde düzenlenmiştir. Bu haliyle genetik hastalıkların dağılımı ile uğraşan Tıbbi Genetikçilere ve Veterinerlere, biyolojik mücadele uzmanlarına, sosyoloji ve antropoloji uzmanlarına, Kriminoloji dalında çalışan hukukçulara ve güvenlikçilere ve biyolojinin bir disiplini olan Evolusyon ile ilgilenenlere de yararlı olacaktır. Evolusyon tabirinden hoşlanmayanlar ve canlıların ortak bir kökenden gelmeyip her bir türünün ayrı ayrı oluştuğunu savunanlar da bu ders notlarında, “her seviyeden canlı populasyonlarının farklılılık ve benzerliklerini, bunların muhtemel sebeplerini” çalışırlarken kullanacakları faydalı bilgiler bulacaklardır.

-          Hatırlatma Notu

Canlıların çeşitli özellikler bakımından hangi görünüşte, değerde veya kalitede olduğunu o canlının sahip olduğu genler ve içinde bulunduğu çevre belirler. Bazı özellikler üzerinde genlerin etkisi tamdır; bazı özellikler üzerinde çevreyle birlikte etkilidir. Canlının üzerinde durulan özellik veya özellikler bakımından belirlenen haline fenotip denir. Eskiden canlının bütün özellikleri bakımından belirlenen haline fenotip deniyordu. Ancak bugün artık üzerinde çalışılan özellikler bakımından bir şekilde belirlenen haline fenotip deniliyor.

Bir canlının fenotipi üzerinde demek ki, genler ve çevre etkili oluyor. Canlının üzerinde durulan özellik bakımından fenotipini etkileyen genler topluluğuna genotip denilir.

Genetik, fenotiplere bakarak genotipleri belirlemek için yapılan analizlerdir. Mendel ile gelişen bu analitik yöntem, genellikle yavruların fenotipine bakarak ebeveynin genotipini anlamak yönünde çalışır. Buna İleri Doğru Genetik Analiz (Griffith ve ark 2012) denilmektedir. Şimdilerde organizmanın genomu ile ilgili bilgiler geliştikçe, genotipler (DNA’nın nükleotid dizileri) arası farklılıktan fenotipin (o DNA parçasının fonksiyonunun) ne olacağını anlamaya yönelik analizler de yapılmaktadır. Buna da Geriye Doğru Genetik Analiz (Griffith ve ark 2012) denilmektedir.

B Ö L Ü M  I

                        İDEAL-MODEL BİR POPULASYONUN GENETİK YAPISI

B İ R    L O K U S

  I.1- İdeal-Model Populasyon

              Populasyon genetiği, populasyonların genetik yapıları arasındaki farklılıkları inceler. Bu farklılıklar, bir populasyonun iki farklı generasyonu arasında olabildiği gibi, aynı zaman içerisinde iki farklı mekânda bulunan populasyonlar arasında da olabilir. Her iki durumda da farklılık, genetik yapıyı değiştiren birçok faktörün etkisi ile ortaya çıkabilir. O zaman populasyon genetiğinin gayesi, bir populasyonun genetik yapısında generasyonlar boyunca meydana gelen değişmelerin sebeplerini incelemek şeklinde de ifade edilebilir. Bu sebepler evolusyoner amiller olarak bilinir; çünkü bunların etkisi ile oluşan değişmeler populasyonun zaman içinde evolusyonuna yol açar.

            Böyle faktörlerin etkisinin düşünülmediği bir genetik modelin, gerçekle uyum halinde olması düşünülemez. Ancak genel bir bilimsel yol olarak, konuyu kavrayabilmek, yani bu evolusyoner faktörlerin etkisini daha iyi anlamak ve incelemek için, önce bunların etkili olmadığı varsayılan, basitleştirilmiş bir populasyon modeli düşünülür. Bu model populasyona ideal populasyon da denilir. Modelin temelindeki varsayımlar şöylece özetlenebilir:

-          Populasyon sonsuz sayılacak genişliktedir. Populasyon genişliği, populasyondaki birey sayısı demektir. Sonsuz genişlik varsayımı ile, populasyonun şans oynamalarından (random drift) etkilenmediği varsayılmış, stokastik değil de deterministik bir model benimsenmiş olmaktadır.

-          Populasyonda, üzerinde durulan özelliği determine eden genetik yapı bakımından bakımından, muhtelif genotipler arasındaki çiftleşmeler rastgele olmaktadır. Başka bir özellik bakımından çiftleşmeler rastgele olmayabilir. Ancak, üzerinde durulan özellikle çiftleşmelerin rastgele olmadığı özellik arasında bir genetik korelasyon yoksa, populasyon rastgele çiftleşiyor demektir.[1]

-          Farklı generasyonlarda bireyler arasında çiftleşme yoktur (kesikli generasyonlar-discrete –nonoverlapping- generations). Böylece, modelde, bir generasyondan bireylerle ertesi generasyondan bireylerin birarada bulunduğu bir zaman sürekliliğinden, yaşama süresi gibi bir tesadüf değişkeninden kaçınılmış olmaktadır.

-          Populasyonlar arasında göç yoktur.

-          Mutasyon olmamaktadır. Yani populasyonda bir lokustaki allellerden herhangi biri, herhangi bir etkiyle değişmemektedir.

-          Genotipler arasında, çiftleşme şansı, döl verme kabiliyetleri ve bu döllerin döl verme yaşına kadar yaşama kabiliyetleri bakımından bir farklılık yoktur. Bu, genetik ve ıslah terminolojisinde, seleksiyon yok demektir.

-          Kantitatif bir karakter bakımından populasyonun genetik yapısı incelenirken, o karakter üzerinde gen etkisi ve genotip değeri olarak bilinen cebirsel tanımlamalar yapılmaktadır. Bu durumda da modeli basitleştirmek için, yukarıdaki varsayımlara ek olarak, cinsiyetler arasında fenotipik bir farklılık olmadığı, genlerin otozomlar üzerinde bulunduğu ve kromozom dışı faktörlerin sitoplazmik unsurların etkili olmadığı varsayılmaktadır.

              Kitabın bu bölümünde, bu varsayımların geçerli olduğu model bir populasyon ve tek bir lokustaki genetik yapı, ikinci bölümde, iki lokuslu bir genetik yapı ele alınacaktır. Daha sonra bu varsayımlar birer birer kaldırılarak, gerçek duruma daha yakın, daha gerçekçi modeller kurmaya çalışılacaktır. Ne var ki, etkisi yok sayılan bu faktörlerin gerçekte birlikte çalıştıkları da unutulmamalıdır. Bu etkilerin hepsini birden dikkate alan modeller de birer yaklaşım olmaktan öteye gidememektedir. Çünkü birlikte etkilerin (interaksiyonun) miktar ve mahiyetini belirlemek, anlamak ve anlatmak, bugün için, imkânsız denilecek kadar zordur.

 

            I.2- Bir Lokusta İki Allel

            Bu kitapta frekans denince nisbi miktar kastedilmektedir. Meselâ 50 kişilik bir grupta mavi gözlülerin sayısı 5 ise, mavi gözlülerin frekansı 5/50=0.10’dur. Gerçekte böyle bir değere, istatistik bilgilerden hatırlanacağı gibi, nisbi (relâtif) frekans denir. Ancak populasyon genetiğinde frekans bu nisbi miktarı ifade etmek üzere kullanıldığı için, bu kitapta da bu alışkınlığa uyulacaktır.

            Bir populasyonda A ve bunun alleli olan a bakımından üç genotip vardır: AA, Aa ve aa. Bu populasyonda AA genotipli bireylerin frekansı f1, Aa genotiplilerin f2, aa genotiplilerinki de f3 olsun, öyle ki, bunların toplamı 1’e eşittir:

             f1+f2+f3=1                                                                     (I.1)

          fi’ler ilgili genotip frekansı olarak bilinir. Populasyonun her bireyinde belirli bir hücrede bu lokustan iki tane vardır. Meselâ AA genotipli bir bireyde 2 adet A geni, Aa genotipli bir bireyde 1 adet A ve 1 adet a geni, aa genotipli bir bireyde de 2 adet a geni vardır. O zaman populasyonda A geninin frekansı,(I.2a)

(2f1+f2)/2= f1+f2/2                                                                   (I.2a)

ve a geninin frekansı,

(f2+2f3)/2=f3+f2/2                                                                     (I.2b)

          Bu eşitlikleri şöyle bir mantıkla da çıkarmak mümkündü: AA genotipli f1 kadar bireyin vereceği gametlerin tamamı A geni, Aa genotipli f2 kadar bireyin vereceği gametlerin yarısı A geni taşıyacaktır. Aa genotipli f2 kadar bireyin vereceği gametlerin yarısı a geni, aa genotipli f3 kadar bireyin vereceği gametlerin tamamı a geni taşıyacaktır.

          Misal:I.1- 500 bireylik bir populasyonda, bunların 100’ünün AA, 350’sinin Aa ve 50’sinin de aa genotipinde olduğu belirlenmiştir. Gen ve genotip frekanslarını bulunuz.

             AA genotipinin frekansı f1= 100/500=0.20

             Aa genotipinin frekansı  f2= 350/500=0.70

             aa genotipinin frekansı   f3=  50/500 =0.10

             A geninin frekansı (200+350)/1000=0.20+0.35=0.55

             A geninin frekansı (350+100)/1000=0.35+0.10=0.45

 

            Bu populasyon, rastgele çiftleşme halinde hangi genotiplerden hangi frekanslarda döl verecektir? Yani gelecek generasyonda genotip frekansları ne olacaktır? Mümkün olan çiftleşmeler ve bunlardan elde edilecek döllerin genotipleri ve frekansları, Mendel’in birinci açılma kuralı uygulanarak aşağıdaki gibi tablo haline getirilebilir:

 

                                                                  Döl Genotiplerinin Frekansı

          Mümkün Olan     Çiftleşme                 (Çiftleşme Başına)                                      

           Çiftleşmeler         Frekansı              AA              Aa              aa

           ------------------   -----------             ----------------------------------

             AA*AA               f12                      1                0                 0

             AA*Aa              2f1f2                     ½                ½                0

             AA*aa               2f1f3                      0                ½                0

             Aa*Aa                 f22                       ¼               ½                ¼

             Aa*aa                2f2f                     0                ½                ½

             aa*aa                  f32                        0                 0                 1

           ------------------   -----------             ----------------------------------

          Tabloda genotip frekansları, iki cinsiyette aynı sayılmıştır. Böyle olmayabilen durumlar biraz sonra, I.5 numaralı bahiste ele alınacaktır. Frekanslar iki cinsiyette aynı olduğuna göre, erkeklerin f1 kadarı AA genotipli, dişilerin de fkadarı AA genotiplidir. O halde rastgele bir çiftin erkeğinin de dişisinin de AA genotipinde olma ihtimali f12’dir. Aynı şekilde rastgele bir çiftin erkeğinin AA, dişisinin Aa olma ihtimali f1f2, erkeğinin Aa dişisinin AA olma ihtimali de aynı şekilde f1f2’dir. O halde, hangi genotipin hangi cinsiyette olduğuna bakılmaksızın,  AA*Aa şeklinde bir çiftleşmenin frekansı 2f1f2’dir. Tablodaki diğer çiftleşme frekansları da bu şekilde bulunmuştur.

 

          Yeni generasyonda (döl generasyonunda) genotip frekansları, tablodan aşağıdaki gibi bulunabilir:

       f1'=f12+f1f2+f22/4=(f1+f2/2)2                                                                                               (I.3a)

       f2'=f1f2+2f1f3+f22/2+f2f3=2f1(f2/2+f3)+f2/f2/2+f3)=2(f1+f2/2)(f3+f2/2)                           (I.3b)

       f3'=f22/4+f2f3+f32=(f2/2+f3)2                                                                                               (I.3c)

 

          Dikkat edilirse, bu yeni generasyonda da, bireylerin vereceği gametlerin f1+(1/2)f2 kadarı A, f3+(1/2)f2 kadar da a geni taşıyor olacaktır. Ebeveyn generasyonundaki gen frekansları cinsinden yazılacak olursa,

      f1'+f2'/2=(f1+f2/2)2+(f1+f2/2)(f3+f2/2)=(f1+f2/2)                                (I.4a)

      f3'+f2'/3=(f2/2+f3)2+(f1+f2/2)(f3+f2/2)=(f3+f2/2)                                (I.4b)

bulunur, burada f1+f2+f3 = 1 olduğuna dikkat! Görülüyor ki, rastgele çiftleşmenin devamı halinde gen frekansları ileri generasyonlarda değişmeden baştaki frekanslara eşit kalmaktadır. Buradan genotip frekanslarının da daha ilk rastgele çiftleşme generasyonunda bir sabite ulaştığı görülüyor. Gen frekanslarını

     p=f1'+f2'/2=(f1+f2/2)                                                                            (I.5a)

     q=f3'+f2'/3=(f3+f2/2)                                                                            (I.5b)

yazarak, genotip frekanslarını bunlar cinsinden

p2 AA, 2pq Aa, q2 aa

şeklinde ifade edebiliriz.

          Misal:1.2- Misal I.1’deki populasyonda ertesi generasyonda gen ve genotip frekansları ne olur? Yine 500 döl alınmış olsaydı, bunların kaçı AA, kaçı Aa, kaçı aa genotipinde olsun beklenirdi?

             (I.3) numaralı eşitliklerden AA genotipinin frekansı

             f1= (0.55)2= 0.3025

Aa genotipinin frekansı

             f2=2 (0.55)(0.45)=0.495

ve aa genotipinin frekansı

             f3=(0.45)2=0.2025.

Beklenen mutlak frekanslar da

             500*(0.55)2= 151

             500*2*0.55*0.45= 248

             500*(0.45)2= 101

olarak bulunur.

          Görülüyor ki, başlangıçtaki genetik kompozisyon ne olursa olsun, populasyon rastgele çiftleşmenin ilk generasyonunda sabit genotip frekanslarına ulaşır. Artık rastgele çiftleşmenin devamı halinde, her generasyon p2 kadar AA, 2pq kadar Aa ve q2 kadar aa olacaktır. Bu denge haline, 1908 yılındaki yayınlarında birbirlerinden bağımsız olarak gösteren iki araştırıcının adına izafeten Hardy-Weinberg dengesi denilmektedir. Aynı sonuçları Chetverikov isimli bir Rus Genetikçi de bulmuştur (Griffiths ve ark. 2008).

          Hardy-Weinberg dengesi ile iki ayrı denge hali belirtilmektedir: Bunlardan ilki, rastgele çiftleşen populasyonlarda gen ve genotip frekanslarının generasyonlar boyunca sabit kalmasıdır. Rastgele çiftleşmeden ayrılındığı vakit, daha ileride görüleceği üzere, gen frekansları değişmez, ancak genotip frekanslarında değişme olur. O halde rastgele çiftleşmenin etkisini vurgulamak bakımından, Hardy-Weinberg dengesi, genotip frekanslarının generasyonlar boyunca sabit kalması olarak ifade edilebilir.

          İkinci denge hali ise, gen frekansları ile genotip frekansları arasındaki ilişkidir. (I.5) numaralı eşitliklerden

          f1= p2                f2=2pq                f3=q2

yazılabilir.Gen ve genotip frekansları arasındaki bu ilişki, rastgele çiftleşen sonsuz büyüklükteki bir populasyonda, bu bölümün başındaki varsayımların geçerli olduğu her lokus için geçerlidir. Hardy-Weinberg dengesindeki bir populasyonda gen ve genotip frekansları birbirinden tahmin edilebilir.

          Misal:I.3(Griffiths ve ark.2000’den) - Bir fare populasyonunda yapılan bir araştırma, farelerin 384’ünün AA, 210’unun Aa ve 260’ının aa genotipinde olduğunu ortaya koymuştur. a) Allel (gen)  frekanslarını hesaplayınız, b) Rastgele çiftleşme halinde ertesi generasyonda 854 döl elde edilse bunların genotip frekansları ne olur?  c) Bu populasyon dengede midir?

a)         N=384+210+260= 854

             f1= 384/854=0.450          f2=210/854= 0.246          f3=260/854=0.304

             p= 0.450+0.123=0.573                 q=0.304+0.123= 0.427

b) ertesi generasyon döl frekansları Hardy-Weinberg dengesine uygun olacağından, genotiplerin beklenen mutlak frekansları

             f(AA)= 854*(0.573)2=280

             f(Aa)= 854*(2*0.573*0.427)=418

             f(aa)= 854*(0.427)2=156

c) Populasyon başlangıçta dengede değildir. Çünkü Hardy-Weinberg dengesine göre beklenen frekanslarla gerçek frekanslar arasındaki fark, tesadüfe (örneklemeden kaynaklanan şans oynamasına) bağlanamayacak kadar büyüktür. c2testi bunu ortaya koyar:

 (384-280)2/280 + (210-418)2/418 + (260-156)2/156=211.464

1 sd.li khi kare dağılımında oluş ihtimali .01’den çok daha küçüktür.

 

          I.3- Bir Lokusta İkiden Fazla Allel

          Bir lokusta ikiden fazla allel olduğu zaman da denge prensibi aynıdır; I.5 ve I.6 numaralı eşitlikler genelleştirilebilir. Bir lokusta n adet allel varsa genler ve frekansları,

          Genler      A1  A2 ... Ai  Aj ... An

          Frekanslar  p1  p2 ... pi  pj ... pn

şeklinde gösterilebilir. Rastgele çiftleşen büyük populasyonlarda Ai ve Aj genlerini taşıyan iki gametin birleşerek AiAj genotipinde bir zigot meydana getirme ihtimali

          P(AiAj)=2pip                                                                       (I.7)      

şeklinde verilir. AiAj ve AjAi genotiplerinin aynı genotip sınıfında olduğuna dikkat! Böyle bir populasyon içindeki homozigotlar

   

kadar, heterozigotlar da

     

kadardır. Buna göre n allelli bir lokus için populasyonun gen ve genotip frekansları arasındaki denge ilişkisi ve populasyonun genetik kompozisyonu

                                 (I.8)

şeklinde ifade edilir.

         

Böyle bir lokusta da populasyon, başlangıç generasyonunda genotip frekansları ne olursa olsun, ilk rastgele çiftleştirme generasyonunda, (I.8) numaralı eşitlikle ifade edilen denge kompozisyonuna ulaşacaktır. Dengedeki gen frekansları, başlangıç generasyonundaki gen frekanslarıdır.

 

          Misal: 1.4- İnsanlarda A, B, AB veya 0 kan grubundan olmak, üç allelli bir genin fonksiyonudur. IA ve IB allelleri arasında kodominanslık olup ikisi de i alleline dominanttır. Buna göre IAIB genotipli bireyler AB kan grubunda olurlar. ii genotipli bireyler de 0 kan grubundadırlar. A kan grubundan bir birey homozigot (IAIA) veya heterozigot (IAi) olabilir; B kan grubundan bir birey için de aynı durum söz konusudur. Bir köy populasyonundan rastgele alınan 800 kişiden 50’si 0, 240’ı A, 285’i B ve geri kalan 225’i de AB kan grubundan olduğu bulunmuştur.

a)IA,IB ve i kan allellerinin frekanslarını bulunuz. 

b)Kan grubu bakımından bu köyde evlilikler rastgele midir?

c)A ve B kan grubundan kişlerin kaçı homozigot, kaçı heterozigottur?

 

          I.4- Otozomal bir Lokusta İki Cinsiyette Başlangıçta Frekanslar Farklı ise:

          Gen frekansları genel olarak iki cinsiyette aynıdır. Ancak belirli bazı hallerde böyle olmayabilir. Meselâ, bir populasyona dışarıdan sadece bir cinsiyetten veya çoğunluğu bir cinsiyetten bireyler gelmiş olabilir (insan populasyonlarında, meselâ, erkekler). Yahut bazı hallerde, özellikle ıslah programlarında, bir populasyondan erkeklerle diğer populasyondan dişiler rastgele çiftleştirilir. Bütün bu ve benzeri durumlarda başlangıçtaki gen frekansı iki cinsiyette farklı olacaktır. Gösterilebilir ki rastgele çiftleşmenin ardıl iki generasyonunda iki cinsiyetin gen frekansı eşitlenecek ve populasyon H.W. dengesine ulaşacaktır:

           Autozomal bir lokusta iki allel A ve a olsun. Bunların frekansları erkeklerde p1 ve q1, dişilerde ise p2 ve q2 olsun. Bunların rastgele çiftleşmesinden elde edilecek ilk generasyon döllerinde genotip frekansları,

                                          (I.9)            

olacaktır. Bu ilk generasyonda gen ve genotip frekansları iki cinsiyette de aynıdır; yani I.9 numaralı eşitlikle verilen genotip frekansları her iki cinsiyet için geçerlidir. Bu durumda gen frekansları da her iki cinsiyette, bu döl generasyonunda,

                                                                              (I.10)

          Görüldüğü gibi, ilk rastgele çiftleşme generasyonunda, iki cinsiyetin gen frekansları, orijinal frekanslarının ortalamasına eşit hale gelmektedir. Populasyon, I.2 numaralı bahiste anlatılan H.W. dengesine, ancak rastgele çiftleşmenin ikinci generasyonunda ulaşacaktır. Demek oluyor ki, iki cinsiyetin gen frekansları başlangıçta eşit değilse, önce, rastgele çiftleşmenin birinci generasyonunda, bu eşitlik sağlanmakta, ikinci generasyonda da H.W. dengesine ulaşılmaktadır.

 

          I.5- Cinsiyete Bağlı Genler

         Cinsiyet kromozomu üzerindeki iki allelli bir lokus bakımından dengede bir populasyon, heterogametik cinsiyet erkek olmak üzere

          A      a                            AA    Aa    aa

                              ve

          p      q                              p2    2pq   q2

 

şeklinde gösterilebilir.

         Otozomal bir lokusta dengenin rastgele çiftleşmenin ilk generasyonunda sağlandığı bir önceki bahiste anlatıldı. Acaba cinsiyete bağlı bir lokusta, dengede olmayan bir başlangıç generasyonundan dengeye nasıl ulaşılır? Populasyonun başlangıçtaki kompozisyonu,

    A     a                             AA    Aa    aa

                          ve

    g1    g2                              f1       f2      f3

şeklinde olsun. Erkeklerde genotip frekansı gen frekansı demektir, yani pe=g1 ve qe=g2 yazılabilir. Dişilerde ise, I.5 numaralı eşitliklerden pd=(f1+f2/2) ve qd=(f2/2+f3) ilişkileri açıktır. Bu generasyonda rastgele çiftleşen genotipler ve bunların döllerine ait frekansları hesaplamak için aşağıdaki tablodan yararlanılır:

                          Döl Genotiplerinin Frekansı

                     (Çiftleşme Başına)

                  Çiftleşme            Dişiler               Erkekler

Çiftleşme   Frekansı        AA   Aa    aa            A      a

                         AA*A         f1g1               1      0      0             1      0

                         AA*a        f1g2                0      1      0             1      0

                         Aa*A        f2g1                ½     ½     0             ½     ½

                         Aa*a         f2g2                0      ½     ½            ½     ½

                         aa*A         f3g               0      1      0              0      1

                         aa*a          f3g1                0       0     1              0      1

___________________________________________

 

            Tabloda döl genotiplerinin çiftleşme başına frekansları, her cinsiyet için ayrı ayrı verilmiştir. Ertesi generasyonda genotiplerin frekansları, buradan, dişilerde (homogametiklerde):

 

                                                                                                                                  (I.11a)

 

                                                 (I.11b)

                                                                                                                                    (I.11c)

ve erkeklerde (heterogametik cinsiyette)

                                                                                        (I.12a)

                                                                                      (I.12b)

olarak bulunur. Gen frekansları da dişilerde (homogametik cinsiyette):

                                                                                                          (I.13a)

                                                                                                           (I.13b)

ve erkeklerde (heterogametik cinsiyette)

                                                                                                                                                                                                        (I.14a)

                                                                                                                                                                                                      (I.14b)

olacaktır.

Görülüyor ki, erkek (heterogametik) döllerde gen frekansı anaların (homogametik ebeveynin) gen frekansına, dişi (homogametik) döllerde ise analarla babaların gen frekanslarının toplamının yarısına eşittir.

İki cinsiyetin gen frekansları arasındaki fark başlangıç generasyonunda d0=pd-pe olarak tanımlanırsa, bu fark ertesi generasyonda,

olacak demektir. Yani iki cinsiyetin gen frekansları arasındaki fark her generasyon, ters işaretlerle yarı yarıya azalacaktır: Bu ilişkiden t.generasyondaki fark, başlangıçtaki fark cinsinden

                                                                                                                                                                                              (I.15)

şeklinde bulunur. Bu, t sonsuza vardığı zaman fark sıfır olacak demektir. Yani iki cinsiyet, bir limit değeri olarak, aynı frekansa sahip olacaktır. Bu denge frekansı, başlangıçtaki ortalama gen frekansıdır. Ortalama gen frekansı sabit bir değerdir. Erkeklerde (heterogametik cinsiyet) bir lokus, dişilerde (homogametik cinsiyet) iki lokus olduğundan, ortalama gen frekansı,

                                                                                                              (I.16)

olarak tanımlanır ve görüldüğü gibi generasyonlar boyunca sabittir.

 

            Misal:I.5- Başlangıçta pd=1, pe=0 olduğuna göre, generasyonlar boyunca iki cinsiyette gen frekanslarını ve aralarındaki farkı birer grafikle gösteriniz.

Şekilde homogametik (burada dişi) cinsiyette gen frekansının değişimi gösterilmiştir. pe’nin ve d’nin generasyonlar boyunca değişimini de siz çiziniz.

    I.6- Çalışma Problemleri

    1- Aşağıdaki deyimleri kısaca açıklayınız: Hardy-Weinberg Dengesi, İdeal-Model Populasyon, Panmixia, Mendelian Populasyon

    2- Populasyon Genetiğinde “İdeal populasyon” deyince ne anlıyorsunuz? İdeal populasyon için geliştirilen Populasyon Genetiği modeli hangi varsayımlara dayanır? Bu modelin ortaya koyduğu genetik yapının özellikleri nelerdir? Kısaca açıklayınız.

    3-      Bir sığır populasyonunda siyah renkli oluş diğer renklere dominanttır. 2200 sığırdan oluşan bir sürüde (populasyonda) 1606 siyah, 594 diğer renklerde hayvan vardır. Bu toplum Hardy-Weinberg dengesinde olduğuna göre siyah sığırların kaçı homozigot ve kaçı heterozigottur?

    4-      İnsanlarda A, B, AB veya 0 kan grubundan olmak üç allelli bir genin fonksiyonudur. IA ve IB allelleri arasında kodominanslık olup ikisi de i alleline dominanttır. Bir kasaba populasyonundan rastgele alınan 100 kişiden 21’i A, 45’i B, 30’u AB ve 4’ü 0 kan grubundan olduğu bulunmuştur. Buna göre IA, IB ve i kan allellerinin frekanslarını bulunuz. Kan grubu bakımından bu kasabada evlilikler rastgele midir? A ve B kan grubundan olan kişilerin kaçı homozigot, kaçı heterozigottur? 

    5- Bir populasyonda A allelinin frekansı %55 olarak hesaplanmıştır. İki allelli bu lokusta

a.       a allelinin frekansı kaçtır?

b.      Rastgele çiftleşen bu populasyondan rastgele alınan 250 bireylik bir örnekte genotip kompozisyonu ne olur? Hangi genotipten kaç birey olması beklenir?


[1]Rastgele çiftleşen populasyonlara panmictic populasyonlar, rastgele çiftleşmeye panmixia denir. Eğer bu populasyonun bireyleri diploid (veya diploid davranışlı) ise, bunlara, Mendel açılma oranlarının uygulanabilirliğinden dolayı, Mendelian Populasyonlar denir. Diploid davranışlıdan kasıt, tetra- ve hexaploid buğday gibi, alloploid organizmalardır.

 

Bismillah diye beyan edip hikmet söyleyip
Taliplere inci mücevher saçtım ben işte
Riyazeti sıkı tutup kanlar yutup
İkinci defter sözünü açtım ben işte[i]

Bu yıl, Yesevi Hazretlerinin vefatının 850. Yıldönümü, Fuad Köprülü’nün de vefatının 50. Yıldönümüdür. Bu iki yıldönümünü UNESCO 38. Genel Kurulunda, Türkiye’nin teklifi ve Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın destekleriyle 2016-17 anma programına aldı.

Hoca Ahmet Yesevi, Göçebe Türk aşiretlerinin Müslüman olmasının sağlamış, yazdığı ve Hikmet adını verdiği Türkçe şiirlerle dinin hükümlerinin kolayca anlaşılmasını…   -devamı için tıklayınız...

Alt Kategoriler

B Ö L Ü M  I

                        İDEAL-MODEL BİR POPULASYONUN GENETİK YAPISI

B İ R    L O K U S

 

 

  I.1- İdeal-Model Populasyon

              Populasyon genetiği, populasyonların genetik yapıları arasındaki farklılıkları inceler. Bu farklılıklar, bir populasyonun iki farklı generasyonu arasında olabildiği gibi, aynı zaman içerisinde iki farklı mekânda bulunan populasyonlar arasında da olabilir. Her iki durumda da farklılık, genetik yapıyı değiştiren birçok faktörün etkisi ile ortaya çıkabilir. O zaman populasyon genetiğinin gayesi, bir populasyonun genetik yapısında generasyonlar boyunca meydana gelen değişmelerin sebeplerini incelemek şeklinde de ifade edilebilir. Bu sebepler evolusyoner amiller olarak bilinir; çünkü bunların etkisi ile oluşan değişmeler populasyonun zaman içinde evolusyonuna yol açar.

            Böyle faktörlerin etkisinin düşünülmediği bir genetik modelin, gerçekle uyum halinde olması düşünülemez. Ancak genel bir bilimsel yol olarak, konuyu kavrayabilmek, yani bu evolusyoner faktörlerin etkisini daha iyi anlamak ve incelemek için, önce bunların etkili olmadığı varsayılan, basitleştirilmiş bir populasyon modeli düşünülür. Bu model populasyona ideal populasyon da denilir. Modelin temelindeki varsayımlar şöylece özetlenebilir:

-          Populasyon sonsuz sayılacak genişliktedir. Populasyon genişliği, populasyondaki birey sayısı demektir. Sonsuz genişlik varsayımı ile, populasyonun şans oynamalarından (random drift) etkilenmediği varsayılmış, stokastik değil de deterministik bir model benimsenmiş olmaktadır.

-          Populasyonda, üzerinde durulan özelliği determine eden genetik yapı bakımından bakımından, muhtelif genotipler arasındaki çiftleşmeler rastgele olmaktadır. Başka bir özellik bakımından çiftleşmeler rastgele olmayabilir. Ancak, üzerinde durulan özellikle çiftleşmelerin rastgele olmadığı özellik arasında bir genetik korelasyon yoksa, populasyon rastgele çiftleşiyor demektir.[1]

-          Farklı generasyonlarda bireyler arasında çiftleşme yoktur (kesikli generasyonlar-discrete –nonoverlapping- generations). Böylece, modelde, bir generasyondan bireylerle ertesi generasyondan bireylerin birarada bulunduğu bir zaman sürekliliğinden, yaşama süresi gibi bir tesadüf değişkeninden kaçınılmış olmaktadır.

-          Populasyonlar arasında göç yoktur.

-          Mutasyon olmamaktadır. Yani populasyonda bir lokustaki allellerden herhangi biri, herhangi bir etkiyle değişmemektedir.

-          Genotipler arasında, çiftleşme şansı, döl verme kabiliyetleri ve bu döllerin döl verme yaşına kadar yaşama kabiliyetleri bakımından bir farklılık yoktur. Bu, genetik ve ıslah terminolojisinde, seleksiyon yok demektir.

-          Kantitatif bir karakter bakımından populasyonun genetik yapısı incelenirken, o karakter üzerinde gen etkisi ve genotip değeri olarak bilinen cebirsel tanımlamalar yapılmaktadır. Bu durumda da modeli basitleştirmek için, yukarıdaki varsayımlara ek olarak, cinsiyetler arasında fenotipik bir farklılık olmadığı, genlerin otozomlar üzerinde bulunduğu ve kromozom dışı faktörlerin sitoplazmik unsurların etkili olmadığı varsayılmaktadır.

              Kitabın bu bölümünde, bu varsayımların geçerli olduğu model bir populasyon ve tek bir lokustaki genetik yapı, ikinci bölümde, iki lokuslu bir genetik yapı ele alınacaktır. Daha sonra bu varsayımlar birer birer kaldırılarak, gerçek duruma daha yakın, daha gerçekçi modeller kurmaya çalışılacaktır. Ne var ki, etkisi yok sayılan bu faktörlerin gerçekte birlikte çalıştıkları da unutulmamalıdır. Bu etkilerin hepsini birden dikkate alan modeller de birer yaklaşım olmaktan öteye gidememektedir. Çünkü birlikte etkilerin (interaksiyonun) miktar ve mahiyetini belirlemek, anlamak ve anlatmak, bugün için, imkânsız denilecek kadar zordur.

 

            I.2- Bir Lokusta İki Allel

            Bu kitapta frekans denince nisbi miktar kastedilmektedir. Meselâ 50 kişilik bir grupta mavi gözlülerin sayısı 5 ise, mavi gözlülerin frekansı 5/50=0.10’dur. Gerçekte böyle bir değere, istatistik bilgilerden hatırlanacağı gibi, nisbi (relâtif) frekans denir. Ancak populasyon genetiğinde frekans bu nisbi miktarı ifade etmek üzere kullanıldığı için, bu kitapta da bu alışkınlığa uyulacaktır.

            Bir populasyonda A ve bunun alleli olan a bakımından üç genotip vardır: AA, Aa ve aa. Bu populasyonda AA genotipli bireylerin frekansı f1, Aa genotiplilerin f2, aa genotiplilerinki de f3 olsun, öyle ki, bunların toplamı 1’e eşittir:

             f1+f2+f3=1                                                                                           (I.1)

          fi’ler ilgili genotip frekansı olarak bilinir. Populasyonun her bireyinde belirli bir hücrede bu lokustan iki tane vardır. Meselâ AA genotipli bir bireyde 2 adet A geni, Aa genotipli bir bireyde 1 adet A ve 1 adet a geni, aa genotipli bir bireyde de 2 adet a geni vardır. O zaman populasyonda A geninin frekansı,

                                                                                                   (I.2a)

ve a geninin frekansı,

 

                                                                                                   (I.2b)

          Bu eşitlikleri şöyle bir mantıkla da çıkarmak mümkündü: AA genotipli f1 kadar bireyin vereceği gametlerin tamamı A geni, Aa genotipli f2 kadar bireyin vereceği gametlerin yarısı A geni taşıyacaktır. Aa genotipli f2 kadar bireyin vereceği gametlerin yarısı a geni, aa genotipli f3 kadar bireyin vereceği gametlerin tamamı a geni taşıyacaktır.

          Misal:I.1- 500 bireylik bir populasyonda, bunların 100’ünün AA, 350’sinin Aa ve 50’sinin de aa genotipinde olduğu belirlenmiştir. Gen ve genotip frekanslarını bulunuz.

             AA genotipinin frekansı f1= 100/500=0.20

             Aa genotipinin frekansı  f2= 350/500=0.70

             aa genotipinin frekansı   f3=  50/500 =0.10

             A geninin frekansı (200+350)/1000=0.20+0.35=0.55

             A geninin frekansı (350+100)/1000=0.35+0.10=0.45

 

            Bu populasyon, rastgele çiftleşme halinde hangi genotiplerden hangi frekanslarda döl verecektir? Yani gelecek generasyonda genotip frekansları ne olacaktır? Mümkün olan çiftleşmeler ve bunlardan elde edilecek döllerin genotipleri ve frekansları, Mendel’in birinci açılma kuralı uygulanarak aşağıdaki gibi tablo haline getirilebilir:

 

                                                                  Döl Genotiplerinin Frekansı

          Mümkün Olan     Çiftleşme                 (Çiftleşme Başına)                                      

           Çiftleşmeler         Frekansı              AA              Aa              aa

           ------------------   -----------             ----------------------------------

             AA*AA               f12                      1                0                 0

             AA*Aa              2f1f2                     ½                ½                0

             AA*aa               2f1f3                      0                ½                0

             Aa*Aa                 f22                       ¼               ½                ¼

             Aa*aa                2f2f3                      0                ½                ½

             aa*aa                  f32                        0                 0                 1

           ------------------   -----------             ----------------------------------

          Tabloda genotip frekansları, iki cinsiyette aynı sayılmıştır. Böyle olmayabilen durumlar biraz sonra, I.5 numaralı bahiste ele alınacaktır. Frekanslar iki cinsiyette aynı olduğuna göre, erkeklerin f1 kadarı AA genotipli, dişilerin de f1 kadarı AA genotiplidir. O halde rastgele bir çiftin erkeğinin de dişisinin de AA genotipinde olma ihtimali f12’dir. Aynı şekilde rastgele bir çiftin erkeğinin AA, dişisinin Aa olma ihtimali f1f2, erkeğinin Aa dişisinin AA olma ihtimali de aynı şekilde f1f2’dir. O halde, hangi genotipin hangi cinsiyette olduğuna bakılmaksızın,  AA*Aa şeklinde bir çiftleşmenin frekansı 2f1f2’dir. Tablodaki diğer çiftleşme frekansları da bu şekilde bulunmuştur.

 

          Yeni generasyonda (döl generasyonunda) genotip frekansları, tablodan aşağıdaki gibi bulunabilir:

                                                                    (I.3a)

                                                                                                                                                                (I.3b)

                                                                   (I.3c)

 

          Dikkat edilirse, bu yeni generasyonda da, bireylerin vereceği gametlerin f1+(1/2)f2 kadarı A, f3+(1/2)f2 kadar da a geni taşıyor olacaktır. Ebeveyn generasyonundaki gen frekansları cinsinden yazılacak olursa,

 

                                (I.4)

 

bulunur, burada f1+f2+f3 = 1 olduğuna dikkat! Görülüyor ki, rastgele çiftleşmenin devamı halinde gen frekansları ileri generasyonlarda değişmeden baştaki frekanslara eşit kalmaktadır. Buradan genotip frekanslarının da daha ilk rastgele çiftleşme generasyonunda bir sabite ulaştığı görülüyor. Gen frekanslarını

                                                                             (I.5)

yazarak, genotip frekanslarını bunlar cinsinden

 

p2 AA, 2pq Aa, q2 aa

 

şeklinde ifade edebiliriz.

 

          Misal:1.2- Misal I.1’deki populasyonda ertesi generasyonda gen ve genotip frekansları ne olur? Yine 500 döl alınmış olsaydı, bunların kaçı AA, kaçı Aa, kaçı aa genotipinde olsun beklenirdi?

             (I.3) numaralı eşitliklerden AA genotipinin frekansı

             f1= (0.55)2= 0.3025

Aa genotipinin frekansı

             f2=2 (0.55)(0.45)=0.495

ve aa genotipinin frekansı

             f3=(0.45)2=0.2025.

Beklenen mutlak frekanslar da

             500*(0.55)2= 151

             500*2*0.55*0.45= 248

             500*(0.45)2= 101

olarak bulunur.

          Görülüyor ki, başlangıçtaki genetik kompozisyon ne olursa olsun, populasyon rastgele çiftleşmenin ilk generasyonunda sabit genotip frekanslarına ulaşır. Artık rastgele çiftleşmenin devamı halinde, her generasyon p2 kadar AA, 2pq kadar Aa ve q2 kadar aa olacaktır. Bu denge haline, 1908 yılındaki yayınlarında birbirlerinden bağımsız olarak gösteren iki araştırıcının adına izafeten Hardy-Weinberg dengesi denilmektedir. Aynı sonuçları Chetverikov isimli bir Rus Genetikçi de bulmuştur (Griffiths ve ark. 2008).

          Hardy-Weinberg dengesi ile iki ayrı denge hali belirtilmektedir: Bunlardan ilki, rastgele çiftleşen populasyonlarda gen ve genotip frekanslarının generasyonlar boyunca sabit kalmasıdır. Rastgele çiftleşmeden ayrılındığı vakit, daha ileride görüleceği üzere, gen frekansları değişmez, ancak genotip frekanslarında değişme olur. O halde rastgele çiftleşmenin etkisini vurgulamak bakımından, Hardy-Weinberg dengesi, genotip frekanslarının generasyonlar boyunca sabit kalması olarak ifade edilebilir.

          İkinci denge hali ise, gen frekansları ile genotip frekansları arasındaki ilişkidir. (I.5) numaralı eşitliklerden

 

          f1= p2                f2=2pq                f3=q2

 

yazılabilir.Gen ve genotip frekansları arasındaki bu ilişki, rastgele çiftleşen sonsuz büyüklükteki bir populasyonda, bu bölümün başındaki varsayımların geçerli olduğu her lokus için geçerlidir. Hardy-Weinberg dengesindeki bir populasyonda gen ve genotip frekansları birbirinden tahmin edilebilir.

 

          Misal:I.3(Griffiths ve ark.2000’den) - Bir fare populasyonunda yapılan bir araştırma, farelerin 384’ünün AA, 210’unun Aa ve 260’ının aa genotipinde olduğunu ortaya koymuştur. a) Allel (gen)  frekanslarını hesaplayınız, b) Rastgele çiftleşme halinde ertesi generasyonda 854 döl elde edilse bunların genotip frekansları ne olur?  c) Bu populasyon dengede midir?

a)         N=384+210+260= 854

             f1= 384/854=0.450          f2=210/854= 0.246          f3=260/854=0.304

             p= 0.450+0.123=0.573                 q=0.304+0.123= 0.427

b) ertesi generasyon döl frekansları Hardy-Weinberg dengesine uygun olacağından, genotiplerin beklenen mutlak frekansları

             f(AA)= 854*(0.573)2=280

             f(Aa)= 854*(2*0.573*0.427)=418

             f(aa)= 854*(0.427)2=156

c) Populasyon başlangıçta dengede değildir. Çünkü Hardy-Weinberg dengesine göre beklenen frekanslarla gerçek frekanslar arasındaki fark, tesadüfe (örneklemeden kaynaklanan şans oynamasına) bağlanamayacak kadar büyüktür. c2testi bunu ortaya koyar:

 (384-280)2/280 + (210-418)2/418 + (260-156)2/156=211.464

1 sd.li khi kare dağılımında oluş ihtimali .01’den çok daha küçüktür.

 

          I.3- Bir Lokusta İkiden Fazla Allel

          Bir lokusta ikiden fazla allel olduğu zaman da denge prensibi aynıdır; I.5 ve I.6 numaralı eşitlikler genelleştirilebilir. Bir lokusta n adet allel varsa genler ve frekansları,

          Genler      A1  A2 ... Ai  Aj ... An

          Frekanslar  p1  p2 ... pi  pj ... pn

şeklinde gösterilebilir. Rastgele çiftleşen büyük populasyonlarda Ai ve Aj genlerini taşıyan iki gametin birleşerek AiAj genotipinde bir zigot meydana getirme ihtimali

          P(AiAj)=2pipj                                                                        (I.7)      

şeklinde verilir. AiAj ve AjAi genotiplerinin aynı genotip sınıfında olduğuna dikkat! Böyle bir populasyon içindeki homozigotlar

         

kadar, heterozigotlar da

         

kadardır. Buna göre n allelli bir lokus için populasyonun gen ve genotip frekansları arasındaki denge ilişkisi ve populasyonun genetik kompozisyonu

                                                      (I.8)

şeklinde ifade edilir.

         

Böyle bir lokusta da populasyon, başlangıç generasyonunda genotip frekansları ne olursa olsun, ilk rastgele çiftleştirme generasyonunda, (I.8) numaralı eşitlikle ifade edilen denge kompozisyonuna ulaşacaktır. Dengedeki gen frekansları, başlangıç generasyonundaki gen frekanslarıdır.

 

          Misal: 1.4- İnsanlarda A, B, AB veya 0 kan grubundan olmak, üç allelli bir genin fonksiyonudur. IA ve IB allelleri arasında kodominanslık olup ikisi de i alleline dominanttır. Buna göre IAIB genotipli bireyler AB kan grubunda olurlar. ii genotipli bireyler de 0 kan grubundadırlar. A kan grubundan bir birey homozigot (IAIA) veya heterozigot (IAi) olabilir; B kan grubundan bir birey için de aynı durum söz konusudur. Bir köy populasyonundan rastgele alınan 800 kişiden 50’si 0, 240’ı A, 285’i B ve geri kalan 225’i de AB kan grubundan olduğu bulunmuştur.

a)IA,IB ve i kan allellerinin frekanslarını bulunuz. 

b)Kan grubu bakımından bu köyde evlilikler rastgele midir?

c)A ve B kan grubundan kişlerin kaçı homozigot, kaçı heterozigottur?

 

          I.4- Otozomal bir Lokusta İki Cinsiyette Başlangıçta Frekanslar Farklı ise:

          Gen frekansları genel olarak iki cinsiyette aynıdır. Ancak belirli bazı hallerde böyle olmayabilir. Meselâ, bir populasyona dışarıdan sadece bir cinsiyetten veya çoğunluğu bir cinsiyetten bireyler gelmiş olabilir (insan populasyonlarında, meselâ, erkekler). Yahut bazı hallerde, özellikle ıslah programlarında, bir populasyondan erkeklerle diğer populasyondan dişiler rastgele çiftleştirilir. Bütün bu ve benzeri durumlarda başlangıçtaki gen frekansı iki cinsiyette farklı olacaktır. Gösterilebilir ki rastgele çiftleşmenin ardıl iki generasyonunda iki cinsiyetin gen frekansı eşitlenecek ve populasyon H.W. dengesine ulaşacaktır:

           Autozomal bir lokusta iki allel A ve a olsun. Bunların frekansları erkeklerde p1 ve q1, dişilerde ise p2 ve q2 olsun. Bunların rastgele çiftleşmesinden elde edilecek ilk generasyon döllerinde genotip frekansları,

(I.9)                

olacaktır. Bu ilk generasyonda gen ve genotip frekansları iki cinsiyette de aynıdır; yani I.9 numaralı eşitlikle verilen genotip frekansları her iki cinsiyet için geçerlidir. Bu durumda gen frekansları da her iki cinsiyette, bu döl generasyonunda,

(I.10)              

          Görüldüğü gibi, ilk rastgele çiftleşme generasyonunda, iki cinsiyetin gen frekansları, orijinal frekanslarının ortalamasına eşit hale gelmektedir. Populasyon, I.2 numaralı bahiste anlatılan H.W. dengesine, ancak rastgele çiftleşmenin ikinci generasyonunda ulaşacaktır. Demek oluyor ki, iki cinsiyetin gen frekansları başlangıçta eşit değilse, önce, rastgele çiftleşmenin birinci generasyonunda, bu eşitlik sağlanmakta, ikinci generasyonda da H.W. dengesine ulaşılmaktadır.

 

          I.5- Cinsiyete Bağlı Genler

         Cinsiyet kromozomu üzerindeki iki allelli bir lokus bakımından dengede bir populasyon, heterogametik cinsiyet erkek olmak üzere

          A      a                            AA    Aa    aa

                              ve

          p      q                              p2    2pq   q2

 

şeklinde gösterilebilir.

         Otozomal bir lokusta dengenin rastgele çiftleşmenin ilk generasyonunda sağlandığı bir önceki bahiste anlatıldı. Acaba cinsiyete bağlı bir lokusta, dengede olmayan bir başlangıç generasyonundan dengeye nasıl ulaşılır? Populasyonun başlangıçtaki kompozisyonu,

    A     a                             AA    Aa    aa

                          ve

    g1    g2                              f1       f2      f3

şeklinde olsun. Erkeklerde genotip frekansı gen frekansı demektir, yani pe=g1 ve qe=g2 yazılabilir. Dişilerde ise, I.5 numaralı eşitliklerden pd=(f1+f2/2) ve qd=(f2/2+f3) ilişkileri açıktır. Bu generasyonda rastgele çiftleşen genotipler ve bunların döllerine ait frekansları hesaplamak için aşağıdaki tablodan yararlanılır:

                          Döl Genotiplerinin Frekansı

                     (Çiftleşme Başına)

                  Çiftleşme            Dişiler               Erkekler

Çiftleşme   Frekansı        AA   Aa    aa            A      a

                         AA*A         f1g1               1      0      0             1      0

                         AA*a        f1g2                0      1      0             1      0

                         Aa*A        f2g1                ½     ½     0             ½     ½

                         Aa*a         f2g2                0      ½     ½            ½     ½

                         aa*A         f3g1                0      1      0              0      1

                         aa*a          f3g1                0       0     1              0      1

___________________________________________

 

            Tabloda döl genotiplerinin çiftleşme başına frekansları, her cinsiyet için ayrı ayrı verilmiştir. Ertesi generasyonda genotiplerin frekansları, buradan, dişilerde (homogametiklerde):

 

                                                           (I.11a)

                                                                                                                                      (I.11b)

                                                          (I.11c)

ve erkeklerde (heterogametik cinsiyette)

                         (I.12a)

                       (I.12b) olarak bulunur. Gen frekansları da dişilerde (homogametik cinsiyette):

                                     (I.13a)

                                       (I.13b)

ve erkeklerde (heterogametik cinsiyette)

                                                                                                         (I.14a)

                                                                                                          (I.14b)

olacaktır.

 

Görülüyor ki, erkek (heterogametik) döllerde gen frekansı anaların (homogametik ebeveynin) gen frekansına, dişi (homogametik) döllerde ise analarla babaların gen frekanslarının toplamının yarısına eşittir.

 

İki cinsiyetin gen frekansları arasındaki fark başlangıç generasyonunda d0=pd-pe olarak tanımlanırsa, bu fark ertesi generasyonda,

olacak demektir. Yani iki cinsiyetin gen frekansları arasındaki fark her generasyon, ters işaretlerle yarı yarıya azalacaktır: . Bu ilişkiden t.generasyondaki fark, başlangıçtaki fark cinsinden

                                                                                                         (I.15)

şeklinde bulunur. Bu, t sonsuza vardığı zaman fark sıfır olacak demektir. Yani iki cinsiyet, bir limit değeri olarak, aynı frekansa sahip olacaktır. Bu denge frekansı, başlangıçtaki ortalama gen frekansıdır. Ortalama gen frekansı sabit bir değerdir. Erkeklerde (heterogametik cinsiyet) bir lokus, dişilerde (homogametik cinsiyet) iki lokus olduğundan, ortalama gen frekansı,

                                          (I.16)

olarak tanımlanır ve görüldüğü gibi generasyonlar boyunca sabittir.

 

            Misal:I.5- Başlangıçta pd=1, pe=0 olduğuna göre, generasyonlar boyunca iki cinsiyette gen frekanslarını ve aralarındaki farkı birer grafikle gösteriniz.

 

 

Şekilde homogametik (burada dişi) cinsiyette gen frekansının değişimi gösterilmiştir. pe’nin ve d’nin generasyonlar boyunca değişimini de siz çiziniz.



[1]Rastgele çiftleşen populasyonlara panmictic populasyonlar, rastgele çiftleşmeye panmixia denir. Eğer bu populasyonun bireyleri diploid (veya diploid davranışlı) ise, bunlara, Mendel açılma oranlarının uygulanabilirliğinden dolayı, Mendelian Populasyonlar denir. Diploid davranışlıdan kasıt, tetra- ve hexaploid buğday gibi, alloploid organizmalardır.

Site düzenlemesi Crystal Studio